Vizyona girdiği ilk günün ikinci seansında kolaları, patlamış mısırları, gözlüklerimizi aldık ve son derece rahat koltuklarımıza kurulduk.
Tim Burton'un Johnny Depp'li yeni filmi 'Alice in Wonderland' ile adını yanlış hatırlıyor olabileceğim 'Dinazorumu Eğitiyorum'un üç boyutlu fragmanlarına bayıldım.
Garfield ise bir türlü çekip alamadı beni içine; ne yapsam ne etsem de bir türlü konsantre olamadım.
Bir Garfield aşığı olmasam da 'Garfield Geri Dönüyor' ve 'Komedi Festivalini' sevmiştim.
Nedendir bilmiyorum, bu film beni pek sarmadı.
Filmin sonuna kadar dikkatimi en çok çeken; salondaki çocuklardan herhangi bir gülme, kıpırtı, serzeniş ya da alkış gelmemiş olmasıydı.
Bir ara "yuh artık" dediğimi hatırlıyorum, iç sesimle...
Bunun sebebi de King Kong takliti ögelerin fazlasıyla yer almış olmasıydı filmin içinde...
Herşeyini üç boyutluluğa dayadığını düşünüyorum bu filmin açıkcası... Görselliğe vermişler yükü senaryoyu es geçmişler sanki... Birazcık da gündemdeki bir popüler filmin rüzgarına kapılmışlar gibi geldi bana...
İkinci bölümün sonunun nasıl geldiğini anlamadım yalnız; o kadar çabuk geçti yani vakit!
Uyandığımda gördüklerimin, filmin son sahneleri olduğunu anladım ama! Çok film izlemiştim bu türden finallerle sonlanan da...
La Paragas animasyon danışmanı Tırtıl; sevdi filmi ve beş üzerinden dört verdi.
Demek ki; eşlik ettiğiniz ufaklık severek izlerken filmi, siz de güzelce dinlenip haftanın yorgunluğunu atabilirsiniz rahat koltuklara...
Benim için günün karı fragmanlar oldu. Bir de gördüğüm rüyalar çok hoştu.
22 Kasım Cuma
3 dakika önce
Evde indirilip izletilesi filmlerden diyorsun yani ancak. :)
YanıtlaSil