16 Ocak 2009 Cuma

Tatlım Gelince Samanlık Seyran Oldu...



Her şey Birden Başladı:

Dün, öğlenin bir vaktinde keyifli bir mesajlaşma esnasında, bir anda tatlım geldi. Durup dururken üstün zekâm olmadık anlarda, olmadık saatlerde ve olmadık yerlerde çakar, aklıma bir şey düşürür ve sürekli onu yapma konusunda tahrik etmeye başlar. Genelde tembellik olarak değerlendirilebilecek karasızlıklar yaşasam da sınır çizgilerinde yaşamayı, onun merakı ve bilinmez sonuçlarının heyecanını seven kişi hemen harekete geçip paçalarıma yapışır; ''Hadi hadi,'' diye... Açıkçası onun bu serseri haline ortak olmayı, katılmayı ve bir sonu bilinmez heyecana sürüklenmeyi severim. Hatta bayılırım. Aklım tembel halden çıkıp kararı oluşturduktan sonra da bir başka kişi çıkar ortaya; hızlı hareket eden, bodoslama dalan, hızlı düşünen ve genelde o anın bütün keyfini yaşarken, sonuç ne olursa olsun onun da tadına varan bir ben. İşte o benin dün aklına düşen vişneli ekmek tatlısıydı, vişneli ekmek tatlısı akla düşünce: Çok kısa süreye sığdırılmış çok hoş, çok aşk ve çok keyifli bir ilişkinin güzeli Üzerine dondurma konmuş vişneli ekmek tatlısı kadın da hatırlandı, kaçınılmaz bir şekilde. Anlar kare kare olup film gibi akmaya başladı göz içlerimden. Dudağıma oturan keyifli tebessüm elini uzatıp kalbime değdi, sıcacık şefkatiyle usul usul sevdi onu...

Sonra geçmişin bu lezzetinden çıkılıp, her yaşananın bir yeniyi daha lezzetli, daha fark edilir ve daha keyifli kıldığının bilinciyle içine üç öpücük yüklenmiş mesaj tazeliğin güzel kokusuna yollandı. İlk ikisi tedavi maksatlıyken, üçüncüsü hedefi şaşırıp -aslında fırlamalıktan- bir kazaymışçasına yanlış yere gitti ve çok yapışkan bir ukala olduğu için orada fazlasıyla takılır genellikle... yine öyle yaptı.

Sonrası:

Bütün bu duygular ve düşünceler, iş arası bir zamana denk gelmesine rağmen, içimdeki anarşisti afiş akşamlarının yaz kokulu saatlerinin çevikliğinde, alt sokağın köşe duvarında yankılanan polis aracının siren lambasını fark etmiş tazı hızında harekete geçirdi. Elbette an itibariyle eldeki olanaklar ve zaman göz önüne alındığında orijinal bir vişneli ekmek tatlısı yapmak olası değildi. Ama çok sevdiğim, beni oluşturan değerli parçalarımdan biri olan pratik akıl reçeteyi hemen oluşturup elime tutuşturdu.

Emri almış ben, yakındaki markete doğru sahil boyunu tercih ederek, ilkbahar tadındaki havanın keyfine göl mavisi denizi de katıp hayallerim yanımda yürüdüm.

Markette Olanlar:

Bir paket mi iki paket mi alsam tereddütünü kısa bir sürede değerlendirip iki paket almaya karar verdiğim etimekleri sepete atıp, orijinalini yaptığımda üzerine mutlaka dondurma koyduğumdan, bu kez daha hızlı ve pratik bir şey yapmam gerektiğini düşünerek; bunun, biraz da kremalı pastaya, bir de sütlü herhangi bir tatlıya yakın olması arzusu pudinglere yöneltti beni.

Aklımın verdiği listede vanilyalı yazılı olmasına rağmen içimdeki kışkırtıcı yüzünden o mu bu olsa diye düşünürken, akıl müdahale etti ve sert bir ifadeyle ne yapmam gerektiğini dikte etti. Tırsak bir hale bürünen ben, kendime yakışanı yapıp vanilyalıda karar kıldım. Sonra 1lt'lik bir süt alıp ertesi sabah için ihtiyaç duyduğum bir iki şeyi de sepete ekleyip gerekli ödemeyi kasaya döküldükten sonra marketten çıktım.

Olay Yeri: Mutfak

Mutfağa daldığımda camı açıp kışa inat tomurcuklanmış şarap rengi gülün kokusunu mutfağa konuk ettim. Ve normalde pudingin kendi reçetesinde 750 ml süt kullanılması önerilse de etimekleri o an için önceden ıslatma fikrim olmadığından ve yapacağım tatlının biraz da pasta kıvamında dişe gelmesini istediğimden; pudingi, biraz daha sulu yapmak fikriyle 1lt süt kullanmaya karar verdim. Sütü, küçük bir tencereye koyup puding poşetini içine boşaltıp iyice karıştırdıktan sonra pişirmek üzere ocağa koydum. Süt miktarını fazlalaştırdığım için, etimeklerin de şekersizliğini göz önünde tutarak, ocağın üzerindeki tencereye altı tane kesme şeker attım.

Ofisimsideki müzik setinde çalmakta olan Nazan Öncel'in son CD'sindeki şarkılara eşlik ederek, onun ritmiyle tenceredeki pudingle bir sağa bir sola ve bazen hızlı bazen yavaş dönüşlerle dans etmeye başladık. Bu karşılıklı hal pudingin kanını iyice kaynatmaya başladıktan bir iki dakika sonra, ilişkinin onun cephesinden aldığı tehlikeli hali fark edince, bir iki dakika daha kaynamasına izin verip, tabii ki sonlanacak ilişkimizin yarası çabuk kabuk bağlamasın diye bir süre daha karıştırmaya devam ederek, bu hali tek taraflı sonlandırdım.

Kısa bir kararsızlık dönemi sonucu üzerinde karar kıldığım kaba bir kat etimeki dizdim. Aslında vaktim olsa üzerine karemelize edilmiş şeker dökmek isterdim. Hatta karemelize edilmiş şeker yerine biraz kaynatılmış, çok az vanilya ilave edilip çektirilmiş vişne suyuna batırıp etimekleri öyle dizmeyi de tercih edebilirdim. Hatta daha da ileri gidip, hepsinden vazgeçişle ev yapımı ve kaynatılmış liköre batırmayı kesin isterdim. İstedim.

Ama vakitsizlik yüzünden tüm bunları bir başka sefere erteleyerek, tencerede hafif ılınmaya bırakılmış pudingi bir kaşık yardımıyla güzelce ve bolca, birinci kat etimeklerin üzerine döktüm. Bu haliyle kısa bir süre dolapta soğutup çıkardıktan sonra, ikinci kat etimekleri dizerek üzerine tekrar puding döküp, sonra bir kaç dakika buzlukta soğuttum. Çıkarıp üzerinde vişne reçeli gezdirdikten sonra, her dilimin üzerine kendi arzum çerçevesinde vişne tanesi koyarak, soğumak üzere tekrar dolaba kaldırdım. Bu arada elimdeki bir iki işi çıkartıp, tatlı vaktimin zili çalınca beynimde; bir parça tabağıma alıp, fotoğraflarını çekip, olaya başlamadan önce mesajlaştığım arkadaşıma afiyet olsun yazılı bir maile ekleyerek yolladım. Gelen yanıt çok tatlıydı: ''Manyaksın sen yaaaa :)) Sana afiyet olsun asıl .:))

Bu sevgisine buradan öpücüklerle karşılık veriyorum, hemi de üçüncü türden. Ve son olarak, zahmet edip okuyan ve yapmayı düşünenlere bunun farklı meyvelerle yapılacak versiyonları konusunda başarılar diliyorum; en mükemmelinin likörle yapılanı olacağını düşünerek. Onun, çok güzel bir yemek akşamının sonunda, üzerine koyulmuş iki top dondurma ve iki nane yaprağı ile süslenmiş, kat arasında meyve şekerlemeleri olan halinin düşünü kurarak...

Müzik Nazan Öncel'in son albümünden Canım Benim Nasılsın? adlı şarkı.
Resim hatırladığım kadarıyla Hürriyet com.tr den

5 yorum:

  1. Ben de, aynen arkadaşının çok tatlı "yanıtını" yolluyorum.! Geçekten de, "manyaksın sen yaaaa :))".!

    Fakat, hepsinden daha tatlı olan, yaptıklarını anlatış tarzın.!

    Beynine ve yüreğine sağlık..! :)))

    YanıtlaSil
  2. Bu saatte okumasaydım keşke :) Gece vakti nerden bulacağım etimek?

    YanıtlaSil
  3. Ben bu seneki aşure merakını anlayamıyorum ama benim işime çok yaradı.Neredeyse gökten aşure yağacak.En sevdiğim tatlı olan aşureyi kah bi komşum kah diğer komşum,kah daha nohutlar dişlerimin arasındayken aşure gönderen bir müvekkil ,kah bu akşam bi arkadaşıma gittiğimde orada sunularak, tabak tabak 1 haftadır lüpleterek gidermekteyim.Senin tatlıyı da yapıp bana gönderse komşular,müvekkiller,arkadaşlar ne iyi olacak:))Afiyet olsun:))Şlaapss!şlappss (ağızdan su akarken dilin,yalama eyleminde istemsiz olarak çıkardığı ses):))

    YanıtlaSil
  4. "Üzerine dondurma konmuş vişneli ekmek tatlısı kadın" xD

    ellerine sağlık (hem yazı hem tatlı için :)) ikiside birbirinden tatlı olmuş (yani tatlının da öyle olduğuna eminim, birgün tatlı yemeye gelelim sana blog alemi olarak xP)

    YanıtlaSil
  5. herkese güzel sözleri için teşekkürler...Enesciğim bence bir sakıncası yok yaşadığım yer kalabalığı ağırlamaya fazlasıyla müsait,çadırını alan gelsin:))Bu teklif, tatlı bekleyen herkes için geçerli:))

    YanıtlaSil

İLETİŞİM İÇİN

laparagas@gmail.com

KATKIDA BULUNANLAR

Blogdaki yazıların tüm hakları La Paragas yazarlarına aittir.
Yazıların izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.

  © Blogger templates Newspaper by Ourblogtemplates.com 2008

Back to TOP