Bilgilerin geçen zaman içinde her ülkeye göre değişmiş olma ihtimali vardır; o nedenle okuduktan sonra özellikle elçiliklerden kontrol edin!
Forumlarda en çok tartışılan, bazı yorumlarla yanlış yönlendirmelere ve korkulara sebep olan önemli konulardan biri D tipi vize olayıdır. Bu vizeyle ilgili olarak iki tez çarpışmaktadır. Bunlardan biri; D tipi vize ile elde edilen 90 günü başka Schengen ülkelerinde geçirme hakkının başladığı tarih ile ilgilidir. Bu 3 aylık hakkın gidilen ülkeye giriş yaptıktan sonra başladığı iddiasıdır. Bu düşünceyi savunan, okuduklarını yorumlamaktan aciz ve çok bilmiş kişiler derler ki (Erasmus yapacağınız ülkeye girişte, Schengen dışı bir ülkeden geldiğiniz için pasaportunuz doğal olarak giriş damgası yediğinden) her 180 günlük vize için verilen 90 günlük kullanım hakkı o an başlar. O günden itibaren ilk 3 ay içinde bir başka ülkeye gittin gittin yoksa sonraki 3 ayda bu hakkın yok. Bu yorum tamamıyla yanlıştır!
Oysa D tipi vize 2010 Nisan'da alınan bir kararla oluşturulmuş, Erasmusları hem külfetten kurtaran hem de Erasmusun temel amacına hizmet eden özel ve yeni bir vize türüdür. Eğer D tipi vizeniz varsa, bu vizenin sizi yönlendirdiği ilk ülkeye giriş yaptıktan sonra (diyelim Polonya); 90 günlük hakkınız şu gün başlar diye bir kuralı yoktur. 180 günlük vizenizin başladığı günden bitişine kadarki süreçte canınızın istediği zaman dilimlerinde kullanacağınız bir haktır bu. Oturma izni gibi vurgusu da aslında vizenin değerini ortaya koyan önemli bir noktadır. Yani Erasmus için gittiğiniz herhangi bir Schengen ülkesinde karakola falan gidip, daha önceki yıllarda olduğu gibi (yani D tipi vize öncesi) bir sürü bürokratik işlemi yapmanıza, bunun sonunda izin beklemenize "Ben geldim, burada da şu kadar ay kalacağım, oturma izni verir misiniz?" demenize gerek yoktur. Bu oturma müsaadesini D tipi vize size başlangıç gününden itibaren verir. Siz sadece ve en fazla "Ben geldim haberiniz olsun" dersiniz, ki hiçbir Erasmus öğrencisinin de gezmek dışında bir başka ülkede bir, iki ya da üç ay kalmak gibi bir fikri ve zamanı yoktur zaten. Ben de gitmeden önce bu konuyu uzun uzun incelemiştim, ki karar henüz taze idi. Olur da gittiğim yerlerde henüz bu tip vizenin ve kararın farkında olmayan ya da anlamını bilmeyen görevlilerle karşılaşırım diye kararın bir çıktısını yanıma almıştım. Gerek oldu mu? Tabii ki hayır.
Ben 180 günlük vize süremin başında, ortasında, sonunda değişik zamanlarda sıklıkla Polonya dışına çıktım geri döndüm. Hiçbir sorun yaşamadım. Çünkü vizede yazılı olan çok girişlinin anlamı da budur. Yani kardeşim der sana, korkma gez ama her 180 günlük vize için verilen 90 günlük hakkını aşma...
İşin ilginç tarafı Erasmus yaptığınızın dışındaki bir ülkeye yaptığınız ilk çıkışı kimin, nasıl bileceği... Siz gittiğiniz ilk Schengen ülkesinden sonra elinizdeki D tipi vizenin size sağladığı avantajla, zaten pratikte tıpkı Avrupa Birliği ülkesi vatandaşı gibi oluyorsunuz. Herhangi bir ülkeden diğerine geçerken herhangi bir sınır kapısında durup da işlem yapmıyorsunuz. Tabelalarda değişen dili fark etmeseniz bir başka ülke sınırını geçtiğiniz anlamıyorsunuz. Çünkü herhangi bir bürokratik işlem gerekmiyor.
Yine kendimden bir örnek vermem gerekirse; değişik zamanlarda onca yere gittik, kiraladığımız Polonya plakalı arabayla bile (ki Erasmusumun bitmesine 40 gün kalmıştı) Almanya, Çek Cumhuriyeti, Avusturya, Macaristan sınırlarından geçtik, tüm bu süreçte herhangi bir sınır kapısı görmedim, benzeri herhangi bir yerde de durmadık, durdurulmadık, dolayısıyla da kimse ne pasaport ne de başka bir şey sormadı. Tüm Erasmusum boyunca pasaportuma bir Polonya'ya ilk girdiğimde bir de Türkiye'ye dönerken çıkışta damga vurdular. Ben Polonya dışına ilk Schengen çıkışımı hangi tarihte yaptım diye kendime sorsam? Pasaportumun sahibi olarak ben dahi bilmiyorum. Çünkü, pasaportumun hiç bir sayfasında böyle bir iz yok...
Ayrıca gittiğiniz yerde karakola gidip ben geldim deme noktasında da, iki farklı şehirde kalmama rağmen herhangi bir başvuru yapmadım ve bir sorun da yaşamadım, arkadaşlarım da yaşamadı. Ancak 2 ayımı geçirdiğim, yine herhangi bir bildirimde bulunmadığım Olsztyn'de Erasmus yapan arkadaşların böyle bir başvuru yaptıklarını biliyorum. Bunu da şöyle düşünün: Nasıl ki ülkemizde ev değiştiğinizde gittiğiniz yeni mahalle ile ilgili bir bildirimde bulunuyorsanız; Polonya'da da yerinizi bildirmek adına böyle bir işlem yapıyorsunuz, ki ben dediğim gibi böyle bir işleme dahi gerek duymadım. Üstelik bir kırmızı ışık ihlali sanısıyla bana haksız yere ceza yazmak isteyen bir polisle tartışmama, onun pasaportumu incelemesine rağmen bu bildirimle ilgili olarak başıma herhangi bir şey gelmedi.
D tipi vizenin değerinin altını çizerek tekrar edersem; siz D tipi vize öncesinde olduğu gibi, gittiğiniz Erasmus ülkesinde oturum izni başvurusu yapmıyorsunuz, bir sürü evrak teslim ederek oturum izni çıkmasını beklemiyorsunuz, 90 günlük başka ülkelerde bulunma hakkınızı da dilediğinizce ve özgürce kullanabiliyorsunuz.. Çünkü elinizdeki vize bu hakkı size baştan veriyor. Siz sadece, vizeyle zaten elde etmiş olduğunuz bu hakkınızı kullanıyor ve ben geldim diye haberdar etmek için -isterseniz- ya da okulunuz mecbur tutarsa ilgili kuruma başvuruyorsunuz.
Bilmem anlatabildim mi? Artık şu vize meselesini silin zihinlerinizden, muhtemelen de Polonya dışına ya gittiğiniz okulun ESN'i ya da bir tur şirketinin sayesinde çıkacaksınız. Bir sorun yaşayacak olunsa onlar alırlar mı bu sorumluluğu bir düşünün, en basit mantıkla uyarırlar ve götürmezler sizi, ama yok böyle bir şey.
Polonya Büyük Elçiliğinin sitesinde D Tipi Vize ile ilgili olarak yapılan açıklama aşağıdadır ve anlamı nettir. Mesele yorum farkından ibarettir.
Yeşil Pasaport'u olanlar da vizesiz çıkma olanağına sahip olmalarına rağmen, ellerindeki yeşil pasaport 90 gün yurt dışında (turistik amaçla) bulunma hakkı verdiği için ve oturma hakkını kapsamadığından, normal öğrenci pasaportu ile işlem yapanlar gibi, gerekli belgelerle konsolosluklara baş vurarak, özellikle 90 günde bir Türkiyeye giriş çıkış yapma sorununu yaşamamak için D tipi vize almalıdırlar.
Forumlarda en çok tartışılan, bazı yorumlarla yanlış yönlendirmelere ve korkulara sebep olan önemli konulardan biri D tipi vize olayıdır. Bu vizeyle ilgili olarak iki tez çarpışmaktadır. Bunlardan biri; D tipi vize ile elde edilen 90 günü başka Schengen ülkelerinde geçirme hakkının başladığı tarih ile ilgilidir. Bu 3 aylık hakkın gidilen ülkeye giriş yaptıktan sonra başladığı iddiasıdır. Bu düşünceyi savunan, okuduklarını yorumlamaktan aciz ve çok bilmiş kişiler derler ki (Erasmus yapacağınız ülkeye girişte, Schengen dışı bir ülkeden geldiğiniz için pasaportunuz doğal olarak giriş damgası yediğinden) her 180 günlük vize için verilen 90 günlük kullanım hakkı o an başlar. O günden itibaren ilk 3 ay içinde bir başka ülkeye gittin gittin yoksa sonraki 3 ayda bu hakkın yok. Bu yorum tamamıyla yanlıştır!
Oysa D tipi vize 2010 Nisan'da alınan bir kararla oluşturulmuş, Erasmusları hem külfetten kurtaran hem de Erasmusun temel amacına hizmet eden özel ve yeni bir vize türüdür. Eğer D tipi vizeniz varsa, bu vizenin sizi yönlendirdiği ilk ülkeye giriş yaptıktan sonra (diyelim Polonya); 90 günlük hakkınız şu gün başlar diye bir kuralı yoktur. 180 günlük vizenizin başladığı günden bitişine kadarki süreçte canınızın istediği zaman dilimlerinde kullanacağınız bir haktır bu. Oturma izni gibi vurgusu da aslında vizenin değerini ortaya koyan önemli bir noktadır. Yani Erasmus için gittiğiniz herhangi bir Schengen ülkesinde karakola falan gidip, daha önceki yıllarda olduğu gibi (yani D tipi vize öncesi) bir sürü bürokratik işlemi yapmanıza, bunun sonunda izin beklemenize "Ben geldim, burada da şu kadar ay kalacağım, oturma izni verir misiniz?" demenize gerek yoktur. Bu oturma müsaadesini D tipi vize size başlangıç gününden itibaren verir. Siz sadece ve en fazla "Ben geldim haberiniz olsun" dersiniz, ki hiçbir Erasmus öğrencisinin de gezmek dışında bir başka ülkede bir, iki ya da üç ay kalmak gibi bir fikri ve zamanı yoktur zaten. Ben de gitmeden önce bu konuyu uzun uzun incelemiştim, ki karar henüz taze idi. Olur da gittiğim yerlerde henüz bu tip vizenin ve kararın farkında olmayan ya da anlamını bilmeyen görevlilerle karşılaşırım diye kararın bir çıktısını yanıma almıştım. Gerek oldu mu? Tabii ki hayır.
Ben 180 günlük vize süremin başında, ortasında, sonunda değişik zamanlarda sıklıkla Polonya dışına çıktım geri döndüm. Hiçbir sorun yaşamadım. Çünkü vizede yazılı olan çok girişlinin anlamı da budur. Yani kardeşim der sana, korkma gez ama her 180 günlük vize için verilen 90 günlük hakkını aşma...
İşin ilginç tarafı Erasmus yaptığınızın dışındaki bir ülkeye yaptığınız ilk çıkışı kimin, nasıl bileceği... Siz gittiğiniz ilk Schengen ülkesinden sonra elinizdeki D tipi vizenin size sağladığı avantajla, zaten pratikte tıpkı Avrupa Birliği ülkesi vatandaşı gibi oluyorsunuz. Herhangi bir ülkeden diğerine geçerken herhangi bir sınır kapısında durup da işlem yapmıyorsunuz. Tabelalarda değişen dili fark etmeseniz bir başka ülke sınırını geçtiğiniz anlamıyorsunuz. Çünkü herhangi bir bürokratik işlem gerekmiyor.
Yine kendimden bir örnek vermem gerekirse; değişik zamanlarda onca yere gittik, kiraladığımız Polonya plakalı arabayla bile (ki Erasmusumun bitmesine 40 gün kalmıştı) Almanya, Çek Cumhuriyeti, Avusturya, Macaristan sınırlarından geçtik, tüm bu süreçte herhangi bir sınır kapısı görmedim, benzeri herhangi bir yerde de durmadık, durdurulmadık, dolayısıyla da kimse ne pasaport ne de başka bir şey sormadı. Tüm Erasmusum boyunca pasaportuma bir Polonya'ya ilk girdiğimde bir de Türkiye'ye dönerken çıkışta damga vurdular. Ben Polonya dışına ilk Schengen çıkışımı hangi tarihte yaptım diye kendime sorsam? Pasaportumun sahibi olarak ben dahi bilmiyorum. Çünkü, pasaportumun hiç bir sayfasında böyle bir iz yok...
Ayrıca gittiğiniz yerde karakola gidip ben geldim deme noktasında da, iki farklı şehirde kalmama rağmen herhangi bir başvuru yapmadım ve bir sorun da yaşamadım, arkadaşlarım da yaşamadı. Ancak 2 ayımı geçirdiğim, yine herhangi bir bildirimde bulunmadığım Olsztyn'de Erasmus yapan arkadaşların böyle bir başvuru yaptıklarını biliyorum. Bunu da şöyle düşünün: Nasıl ki ülkemizde ev değiştiğinizde gittiğiniz yeni mahalle ile ilgili bir bildirimde bulunuyorsanız; Polonya'da da yerinizi bildirmek adına böyle bir işlem yapıyorsunuz, ki ben dediğim gibi böyle bir işleme dahi gerek duymadım. Üstelik bir kırmızı ışık ihlali sanısıyla bana haksız yere ceza yazmak isteyen bir polisle tartışmama, onun pasaportumu incelemesine rağmen bu bildirimle ilgili olarak başıma herhangi bir şey gelmedi.
D tipi vizenin değerinin altını çizerek tekrar edersem; siz D tipi vize öncesinde olduğu gibi, gittiğiniz Erasmus ülkesinde oturum izni başvurusu yapmıyorsunuz, bir sürü evrak teslim ederek oturum izni çıkmasını beklemiyorsunuz, 90 günlük başka ülkelerde bulunma hakkınızı da dilediğinizce ve özgürce kullanabiliyorsunuz.. Çünkü elinizdeki vize bu hakkı size baştan veriyor. Siz sadece, vizeyle zaten elde etmiş olduğunuz bu hakkınızı kullanıyor ve ben geldim diye haberdar etmek için -isterseniz- ya da okulunuz mecbur tutarsa ilgili kuruma başvuruyorsunuz.
Bilmem anlatabildim mi? Artık şu vize meselesini silin zihinlerinizden, muhtemelen de Polonya dışına ya gittiğiniz okulun ESN'i ya da bir tur şirketinin sayesinde çıkacaksınız. Bir sorun yaşayacak olunsa onlar alırlar mı bu sorumluluğu bir düşünün, en basit mantıkla uyarırlar ve götürmezler sizi, ama yok böyle bir şey.
Polonya Büyük Elçiliğinin sitesinde D Tipi Vize ile ilgili olarak yapılan açıklama aşağıdadır ve anlamı nettir. Mesele yorum farkından ibarettir.
Yeşil Pasaport'u olanlar da vizesiz çıkma olanağına sahip olmalarına rağmen, ellerindeki yeşil pasaport 90 gün yurt dışında (turistik amaçla) bulunma hakkı verdiği için ve oturma hakkını kapsamadığından, normal öğrenci pasaportu ile işlem yapanlar gibi, gerekli belgelerle konsolosluklara baş vurarak, özellikle 90 günde bir Türkiyeye giriş çıkış yapma sorununu yaşamamak için D tipi vize almalıdırlar.
Tüm D tipi vizeler, her altı aylık dönemde Schengen ülkelerinde de 90 günlük kalış hakkı vermektedir - aynı oturma müsaadesi gibi. Bu kural, 5 Nisan 2010 tarihinden önce verilen D ve D+C vize sahiplerini de kapsamaktadır. Üye ülkeler, azami 1 yıllık D tipi vizesi verebilir.
D+C tipi vize kaldırılmaktadır