Signe Bauman etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Signe Bauman etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

28 Eylül 2023 Perşembe

Boşuna Kadınlar Gümbür Gümbür Geliyor Demiyoruz

Çarşamba


Ne giyeceğime bir türlü karar veremeyince ve yayına hazırladığım yazının son düzeltmelerini yaparken vaktin daraldığını fark ediyorum. Yazıyı toparlayıp, duş ve traş işini halletikten sonra kendimi sokakta ve hızlı adımlarla istasyona yürürken buluyorum. Bugün gömlek giymeye karar verdim. Trenin üç dakikası var ve istasyondayım. Saati sürekli kontrol ediyorum çünkü film başlamışken salona girmeyi sevmiyorum. Tren göründü ve kısa sürede önümde. Bindim ve meleklerin benim yanımda olduğunu hissettim, yetişebileceğime inancım tam. Çünkü kapılar kapandığında trafik lambası yeşile döndü. Ve şansım her kavşakta benden yana. İneceğim istasyona vardığımızda filme yarım saat var. Yaşasın!

AVM'ye yaklaştım ve bulvarı karşıya geçmek üzereyken alçaktaki ayı fark ediyorum. Yusyuvarlak ve harika görünüyor. Bir an orta refrüjde kalıp fotoğraf çekmek istiyorum ancak kırmızıya takılıp da zaman kaybetme ihtimalini göze alamıyorum. Karşıya geçince daha güzel bir açı yakalıyorum. Bu kez de çantaya attığım küçük makine için hayıflanıyorum; ciddi bir zuma ihtiyacım var. Elbette bunu küçüğe hissettirmiyorum ve görüntüde oluşacak aksaklıkları da umursamıyorum çünkü ay ve bulunduğu yer çok güzel ve bu bir fırsat.

Kader kısmet deyip makinenin kapasitesi kadar zumluyorum ve basıyorum deklanşöre: üç kere...

Nokta kadar da olsa varlığı, hoş bir ânı olarak belki de yıllarca kalacak bu gecede.


İki filme de bayılıyorum, hatta şu ana kadar izlediğim filmler içinde bam teline dokunan, kendilerini soluksuz bir keyifle izleten iki film diyerek ön sıralara çekiyorum onları.

Okul Kızları'nı Pilar Palomero kadın duyarlılığı ile hem yazmış hem yönetmiş. Elleri dert görmesin.

Ben çok ama çok beğendim ki üzerine uzun cümleler kurmayı ne izlerken düşündüm ne de şimdi yazarken. Velhasıl kısa keseceğim: Enfes bir sinema tadı yaşatan, derdini kısa, kestirme bir yoldan derin derin anlatan, normalleşme potansiyeli olan Odun'lara da faydası dokunacak bir kadın filmi.

Giriş, gelişme ve finali müthiş bence! Ergen Andrea Fandos din eğitimi veren, bizdeki İmam Hatip'lerin muadili bir kızlar okulunda öğrenci rolünde ve oyunculuğu müthiş... Ve Annesi rolünde Natalia De Molina var ki başlangıçta kendisine -kızı gibi- kızıyordum lakin ikinci yarıda beni ters köşeye yatırmakla kalmadı, kendisine de hayran bıraktı.

Kadın yönetmen Pilar'sa kelimenin tam anlamıyla ilmek ilmek örüyor filmini ve muhteşem bir finalle de sonlandırıyor.


Ve Signe Baumane. Tanımazdım bilmezdim. Letonyalı bir animatör ve yazar olduğunu film sonrası Wikipedia'dan öğreniyorum. Ve akşamın geç vaktinde ve üstelik enfes bir filmin ardından -yine kadın elinden çıkmış- bu kez muhteşem bir animasyon izliyorum ki standartlara vurduğumuzda süresi bayağı uzun. Gelin görün ki ince mizahı, bilimsel açıklamaları beyin üzerinden esprili bir şekilde anlatıp aynı zamanda beynin içindeki kimyasal değişimleri de gösteren enfes bir akışı var filmin. Komik üstelik. Ve kadın erkek ilişkilerini ve hallerini pek güzel anlatmakla kalmıyor, bizi Sovyetler Birliği'ne dahi götürürken finalde de tam anlamı ile ters köşeye yatırıyor ki şu âna kadar yazdıklarımın içinde filme dair pek çok güzel ân, espri ve olay yok. Çünkü iki film üzerine kısa da olsa yazmayı düşünmemiştim. Afişlerinin arasına tek bir cümle yazıp bırakacaktım ki yine durduramadım klavyeyi...



İLETİŞİM İÇİN

laparagas@gmail.com

KATKIDA BULUNANLAR

Blogdaki yazıların tüm hakları La Paragas yazarlarına aittir.
Yazıların izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.

  © Blogger templates Newspaper by Ourblogtemplates.com 2008

Back to TOP