Dün akşam. Enn sevdiğim kadın arıyor. Sesi coşkulu ve pırıl pırıl. Heyecanla anlatıyor. Çok tatlı. Yaşam ben için nasıl yükseliyor. O hep anlatsın ve beni coşkusuyla teslim alsın. Ben anında düğmeyi çevirip zamanı durdurayım ve kocaman keyifler beni yere sersin. Tam anlamıyla bu modda giderken ve yüzüm sevinç şebeklikleri içindeyken, sarı otobüsten söz ediyor. Son bir kaç gündür, çam ağaçlarının altında ve park yerinde gördüğüm, etrafındaki çocuklardan kaynaklı olarak da bir özel okula ait olduğunu düşündüğüm; Amerikan filmlerinde sıklıkla rastladığımız burunlu, üzerinde School Bus yazan otobüslerden...
Ben çocukken o araçların yedek parçalarını satardık ve bir çok kamu kurumunda, o kurumun renklerinde benzinli servis otobüsü olarak vardı kendilerinden. Buna ek olarak da filmlerinden aşinaydım. Severdim tabii ki ama bir gün yok olacaklarını düşünmediğim için de ekstra bir değerleri yoktu benim için. Bu arada askeri olanlarını garajda park ettiklerinde ve biz için görev dışı zamanlarda alıp şoför eğitim pistine gider, toprak ve virajlı parkurda spin attırırdık onlara. Üzerlerine zimmet edilmiş kendi şoförlerinin halini görmek gerekirdi tabii ki döndüğümüzde. Ama dün akşam, enn sevdiğim kadın bu elden geçirilmiş pırıl pırıl sarı otobüsün bana hikâyesini anlatınca, bir an önce telaşları bastı beni. Sabahı nasıl ettim bilmiyorum. Gün ışımadan orada olmalıydım.
Zaten erken kalkan biriyim. Toparlandım. Heyecanım yerinde, telaşlarım yerlerini serinkanlılığa terk etmiş durumdalar. Fotoğraf makinesi sırt çantasına. Güneş görünürde yok ama bugün sizinleyim mesajını veriyor. Çıkıyorum binadan. Aramız uzak değil. Köşeyi döner dönmez görüş alanımda. Farksa bu günümün en önemli karakteri halini almış olması. Çünkü blogda bir haberi detaylarıyla patlatacağım.
Ortalık süt liman, gün yeni ışıyor, güneş saklıda. Çok serinkanlıyım ama içimdeki şüphe bastırılmış durumda, farkındayım. Önce aracın sahibinin uyumakta olduğu bir saat düşüncesiyle sabah erkeninde bir kaç dış fotoğraf çekmeyi, o uyanınca da aracın içine geçip sohbet etmeyi planlıyorum. Bilgimin, tanıklıklarımın, ve hikâyelerin birinci ağızdan anlatımının hoşuna gideceğini biliyorum çünkü bu şehirde bu araç üzerine konuşabilecek en fazla iki ya da üç kişi bulabilir ki bunlardan biri benden 2, 3 yaş büyük bir usta diğer ikisi ise epey büyük, abi dediğim kişiler. Edindiğim bilgiye göre adını bildiğim aracın sahibi gençse benim yarı yaşımda. Muhteşem bir sohbet olacağı kesin çünkü ben o araçların star olduğu yıllarının tanığıyım ki stop lambalarına bakıp doğum tarihlerini söyleyebilirim.
Köşeyi dönüyorum ve bir kaç gündür olduğu noktaya bakıyorum.İçime doğan başıma geliyor. Acaba trafik mi izin vermedi, yoksa geceleri gidip sabah mı geliyor diye düşünüyorum. Sonra yine bu bölgede başka bir yerdedir diye düşünüyor tahminlerimi netleştiriyorum. Kuşlara kalmış bir sabah. Enfes bir hava, muhteşem bir sükunet. Güzel gün olacağı kesin. Üstelik dün akşamki konuşmamıza göre sarı otobüsten enn sevdiğim kadını arayacağım. O buraya gelecek, sohbete katılacak ve ben ona makarna ısmarlayacağım. Dün akşam bizim konuşmalarımıza tanık olan ilahi güç, gerekli talimatları vermiş ve gün tüm bu olasılıklar için muhteşem dizayn edilmiş.
Olabilir dediğim noktalara doğru yürüyorum. Yok. Belki gece gidip gündüz geliyordur ihtimali iyimser; beni sakinleştiriyor. Eve dönüyorum. Elim boş. Oysa bu yazı yerine âna dair ve ardına yönelik ne haberler verebilecektim. Bu benim talihsizliğimden çok aracın ve sahibinin talihsizliği. Ben onu biliyorum ama o beni bilmiyor. Oysa kendisini çok mutlu edecek sürprizlere ve anlara, anılara, anekdotlara ve bilgilere sahibim. Bir tek Rus Teyfik-amca bile yeterdi ki, çocuk ben kadar onu tanıyan, hikâyelerini dinlemiş, cerrah titizliğindeki ustalığına ben gibi küçük yaşlarda ve yakından tanıklık etmiş yaşayan başka kimse yok. Başka kimler yok ki; saçları her daim biryantinli Ziya Usta,Topal İhsan, Ayı Mahmut, Memduh Usta, Muhsin Usta (babam), Kirve Kemal (ben ve kardeşimin kirvesi), gözleri görmeyen efsane alt takım ve fren ustası Kör Şeref, uçak bile tamir etmiş" Sezai Usta* ve sonraki nesilden bir kaç kişi daha...
Gün içinde tekrar bakacağım, olay takibimde. *At be ustam kim tutar seni ise burada.*Fotoğraflarının olduğu devam yazısı Şimdi O Düşünsün içinse buradan lütfen.