Maryam Moghaddam etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Maryam Moghaddam etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

27 Eylül 2024 Cuma

Enn Sevdiğim Pastam

Rivayet o ki, film İran'da gizlice çekilmiş!
***

Sinemaya ara vereli asırlar olmuş gibi bir his var bünyemde. Aslında fena bir durum da değil bu. Zaman sanki durmuş ve ben o duran zamanın yavaşlığında bayağı bayağı hayatın tadını çıkarmışım.

Ekranım açık, bir yandan ben işe bakarken, filmin afişi ve dolayısı ile film, özellikle coğrafyası nedeniyle gözümün içine bakıyor.

Beni o salonda görmek istiyorlar.

Ve kararı, sanki uzun bir ayrılık sonrasındaymışcasına gibi bir heyecanla çarpan bünyem veriyor.

Bu filme gidilecek!

Ben sinemaya doğru trende yol alırken enn sevdiğim kadın da feribot ile Midilli'ye geçme hazırlıklarında olacak.

Öyle keyifli bir süreç ki bu anlarım.

Sanki o karşımda oturuyormuşcasına bir sohbet, yavaşlamış hayat ve gözlerimi yine ondan alamadığım zaman dilimi.

Tadını çıkarıyorum.

Ve Çanakkale!

İçime enn işlemiş, sokak sokak zihnime kazınmış bir masal şehir. Fiziken orada değilim ama tüm benliğimle oradayım. Sınırlarını bir görünmez olarak aşmış, ışınlandığım feribottan O'nunla inmiş, O'nun seçimi olan oteli çok beğenmiş, sırt çantalarımızı bırakır bırakmaz, donatılmış masada; denizin tam da kıyısında, günün ruhları dürtükleyen saatlerinde uzolarımızı yudumluyoruz.

Üstelik filme bayılmış, oyuncuları sevmiş, iki karakterin arasındaki ortaklaşmaya ve başkaldırıya, düzene meydan okuyuşa ve ânın tadını çıkarışa coşkulu bir sevinçle kapılmış durumdayım. Musmutlu bir sinema gününde, üstelik salonu da benim için kapatmışlar hissiyatı ile her zamanki koltuğumda, politik dokundurmaları yerinde bu enfes filmin içinde, musmutlu bir karakterim.


O nasıl tatlı bir aşk, üstelik yaşlar sanki 17.

Kalp atışları salonu inletiyor.

Müzikler, anlık diyaloglar, ülke geçmişine selam çakmalar ama ânı da muhteşem bir gözükaralıkla ve derin bir aşkla ve kadın elinden çıkmış, ev yapımı, bir koca şişe şarapla pervasızca, korkusuzca, koyvererek yaşamak.

Salondaki tek kişi olarak ve her zamanki koltuğu D.3'de oturmakta olan izleyici çok mutlu. Özelikle yüzünden hiç eksilmeyen gülümsemesine kendisi de âşık. Antrakta da klasik salonu 6'yı ve koltuğu D.3'ü terk etmiyor. Enn sevdiği kadının bu avm'yi protesto ediyor olduğunun ve bir kez bile gelmediğinin bilinciyle cep telefonuna şu minvalde bir mesaj yazıyor ve gönderi tıklıyor:

"Bu filmi seninle izlemeliydik."

Ve ikinci yarı başlıyor, telefon kapatıldı, akış bence güzel ancak içimdeki ukala ritmin kısmen düştüğünü söylüyor. Bazı anları klişe buluyor ve biraz, belki de aceleyle ya da telaşla filmin ziyan edildiği yönünde ukalaca düşünceler oluşturuyor. Elimden geldiğince bu ukalayı bastırmaya çalışıyorum ama pek de başarılı olamıyorum.

Işıklar yanıyor ve enfes bir final müziği koltuğumdan kalkmama izin vermiyor. jeneriğin son harfi geçene kadar kıpırdamıyorum. Artık telefonumu açabilirim.

İzlemeliydik, diyen kısa bir mesaj telefonda,

sonunda koyu ve parlak mavi bir kalp olan.

Gülümsüyorum. Uzun konuşmayı eve dönüşüme saklıyorum.

Önce O, bulunduğu anda kendimi bulduğum feribottan arıyor. Sonra... Ben O'nun uzo ve mezeli masasındaki keyfine, masanın öte tarafındaki bir görünmez olarak kadehimi kaldırıyor,

ve yine hayranlıkla, gülümseyerek, gözlerimle konuşarak ve bayılarak izliyorum O'nu.

İLETİŞİM İÇİN

laparagas@gmail.com

KATKIDA BULUNANLAR

Blogdaki yazıların tüm hakları La Paragas yazarlarına aittir.
Yazıların izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.

  © Blogger templates Newspaper by Ourblogtemplates.com 2008

Back to TOP