Marteniçka etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Marteniçka etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

2 Temmuz 2023 Pazar

Demir Ağlar Ördük

Dün blogları okurken iki yazı fena tetikliyor beni. O nedenle yazıya onlara yazdığım yorum cümlelerimle başlamak istiyorum:

Bir de son fotoğraf hadi durma sen de sizin ortancaları çek dedi bana, uymak mecburi. İşim çok; kırlangıçlar da akşam uçuş eğitimlerinde sürekli mesaj veriyorlardı; hadi durma Marteniçkanı bağla diye... Zeytin ağacımızda karar kıldım, şimdi hemen çıkıyor ve bağlıyorum.

Teşekkürler Sevgili Şule.

Bugün yazımı Altın Gün eşliğinde yazmayı düşünüyorum ki şu an açtım linki, dün akşam görmüştüm yeni konseri yazınızda... Arte'ye biraz uzak kalmışım demek ki...

Teşekkürler Sevgili Okul Arkadaşım.

*
Kahvaltı yapmıyorum. Bugün bayram çocuğuyum. Gün bana neler sunacak bilmiyorum; ekstra bir beklentim olmadığı gibi hoş bir bayram coşkusu elinden tutulmuş çocuk gibi sürüklüyor beni.

O coşkunun planına teslimim.

En afacan çocuk duygumla ve bir an öncenin telaşıyla bahçe kapısına yönelmişken kendimi arka bahçede ve zeytin ağacının altında buluyorum. Ben leyleklere umut bağlamışken en sevdiğim kadın kırlangıçlar da olur diyor.

Bir kaç gündür akşam saatlerinde, güneş battıktan sonra kırlangıç bebeleri Tornado savaş uçakları gibi havada varyasyonlar yaparak ve son sürat, ve çevik hareketlerle uçuş eğitimindeler.

Üstelik hemen üstümdeki çatıda yaşıyorlar ve uçuş hatları göz hizamda...

O halde eylem zamanı!

Bağlıyorum genç zeytin ağacına; günlerdir sol bileğimde taşıdığım ve enn sevdiğim kadının günler öncesinden bana getirdiği Marteniçkamı.

Hemen arkamdaki erik ağacının altında ise bir aslan yatıyor: Bitsy. En uzun yaşayan ama asıl evimizin olduğu yerdeki yeni binamızın bitmiş ve taşındığımız halini göremeden aynı toprağa gömdüğümüz aslan parçamız, gözü kara bir terier, benim diyen kurta nal toplatır,

öykülerinden kitap yazılır.


Dış kapıya doğru ilerlerken ortancalarla selamlaşıyoruz. Hal hatır sonrasından espriyi patlatıyorlar; diyorum toplu fotoğrafa eyvallah, çekiyorum, ancak iki tanenizi seçin ki blogdaki alan darlığı nedeniyle hepinizden söz edim ama sembolik bir fotoğraf olarak onu kullanim yazımda.

Gülümsüyorlar...

Sayısızca çekiyorum ve konu mankeni olarak, mutabakatla, bir çifti uygun buluyoruz ve o pozu yazıya taşıyorum.


Sırt çantamda tavsiye konusunda çekimser olduğum ama bayılarak okuduğum tuğla var. Dün yağmur sabahın güzelliğine çiselerken ve ben 40 yıldan aşkın bir süre önce kaybettiğimiz babamın -imar uygulamaları nedeni ile- artık halkımızın kullanımına emanet kadim çamlarının altındaki bankta oturmuşken, bu şahane kitabın uçan halıya dönen sayfalarına binerek gittiğim -ilgi alanımdaki coğrafyalarda- yer yer savaşların ortasında kalarak ama daha çok yazarın engin bilgisinden yararlanarak bir film gibi izlediğim romanda, bir kez daha kayboluyorum.

Ve güneş dürtüklüyor beni...

artık seninleyiz, diyor.

istikamet net; ağır adımlarla, sabahı soluyarak varıyoruz Afiyet'e.

Ve kitapla birlikte seçimlerimizi yapıyor, her zamanki masamızla da kucaklaşıyoruz.

Hımmmmm... pastalarımız enfes, üzerine yudumladığımız çayımız da... Lakin sol yanımdaki masadaki sohbet!

İçinden akan cümleler kulaklarımı dikiyor.

Üzerinde Samsunspor forması olan bir abi bu; sanki bana bayramın hediyesi. Ortak bir sohbetin kapısını biraz sonra çalacağım mutlak. Kitaptayım ama kulağım orada. An bulunmaz bir hint kumaşı ki abinin de çok mutlu olacağı kesin:


Bir kaç dakika sonra kendisinden genç bir çocuğun anlatacaklarının ve tanıklıklarının onu çok, ama çok mutlu edeceğini, geçmişin tadına götüreceğini, şaşırtacağını ve bu yerden bitme bana bir lütuf mu diye düşündürteceğini ve konu üzerindeki özlemi ve dili neredeyse pas tutmuşken tümünün o çocukla birlikte -bir kaç dakika içinde- altına dönüşeceğini, ikisinin de çaylarının soğuyacağını ama umurlarında olmayacağını...

O abinin bir tehlike uyarısı için sözünü edeceği köprünün aslında kadim bir geleneği olduğunu söylemediği için çocuk...

henüz bilmiyor Abi.





2.Bölüm Ahşap Traversler Ve Demir Yolu Kardeşliği için buradan lütfen...

İLETİŞİM İÇİN

laparagas@gmail.com

KATKIDA BULUNANLAR

Blogdaki yazıların tüm hakları La Paragas yazarlarına aittir.
Yazıların izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.

  © Blogger templates Newspaper by Ourblogtemplates.com 2008

Back to TOP