Kristina Tóth etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Kristina Tóth etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

6 Eylül 2023 Çarşamba

Piksel Piksel

Macar yazar Dezső Kosztolányi'nin Tarlakuşu adlı romanını bitirip de yazısını yazdığım gün Leylak Dalı öğretmenimiz dikkat çekici yorumuna bir de link ekleyerek diyor ki: Eğer okumadıysanız size şahane bir kitap tavsiye edeceğim, yine bir Macar yazardan.

Okumadığımın ve kendisini tanımadığımın altını çizen bir teşekkürle yanıt veriyorum ve linki tıklıyorum.

Kitaptan bir tane var. İkincisini enn sevdiğim kadın için deli gibi arıyorum tüm yayınevlerinde...

Babannemin aradığı bir şeyi bulamadığındaki deyişiyle: Sanki yer yarılmış da içine girmişler!

Yok oğlu yoklar!

O zaman daha önce de altını çizerek tekrar ettiğim gibi ve belki de hayatımın sonuna kadar tekrar edeceğim ve onları asla unutmayacağımız Hatay'lı abilerden Musa Abi'nin cebinden çıkardığı mandalinalarla birlikte dilinden çıkan muhteşem cümle geliyor aklıma: Bir tane olsa paylaşırdınız, ama zaten iki tane var.

Hemen alıyorum tek kitabı.

Sabırsız bekleyişim sonucunda kavuşuyoruz birbirimize ve hemen okumaya başlıyorum; zaten kısa bir roman ancak enn sevdiğim kadın tatile gidecek ve sanıyorum ki iki gün sonra. Onunla buluşturmak için bir an önce bitirmem gerek.


Enfes bir yaz akşamı, günün ışığı muhteşem. O halde gelenek olduğu üzere Lozan Caddesi'ne ve Afiyet'e.

Günün önemli ve özel olduğunun o an için farkında değilim. Ay dikkatimi çekecek kadar muhteşem. Siparişlerim masada. 67 doğumlu yazar Krisztina Tóth, Gün Benderli'nin enfes çevirisi ile beni kafadan ele geçirmiş durumda. 168 sayfalık roman dikkat çekici; sevimli ve cin fikirli ara başlıkları ile beni benden alıyor. Satırlar sel olmuş akıyor ki ben çoktan yok olmuşum, harfler yok olmuş, bizzati olay mahallerinde bir gerçekliği -bir kez daha- rüya sanarak yaşıyorum.

Farklı öykülerle ve farklı bir karakterle tanışıyorum sanki ama öyle de değil! Krisztina bir büyücü ya da büyü kaleminde. Cin fikirli, zeki ve farklı bir karakter olduğu, yazarken çok eğlendiği, kurguyu okura göre değil de kendi keyfine göre oluşturduğu kesin.

Ve şundan çok emin ki en azından belli bir okuru kendine özgü üslubu ve kurmacaları ile ele geçireceğinden zerre kadar şüphesi yok. Elbette okurken zihnimde bir kadın tasavurum var, lakin görsel manada an itibariyle ve özellikle bir merakım yok. "Tecrübeli bir şahsiyetim ben de," diyorum ve bir tahminle elimdeki kartları, sonucu beklemeden, peşinen masaya açıyorum.

Bütün bunları 30 Ağustos akşamı yaşıyorum. Lozan Caddesi'nin üzerindeki ay açısıyla muhteşem ve ben için etkileyici olmanın ötesinde bir anlam taşımıyor ama güzel duruşu, havanın pek hoş serini, kitaptan alınan lezzet ve enfes çay onu da bu kareye dahil ediyor. Ve ben hiçbir ayara bulaşmadan otomatik olarak çekiyorum fotoğrafı.


Oysa çok özel bir gösteriymiş ân ve benim cahil kafam bu özel hali bir fotoğraf hoşluğu dışında zerre kadar bile anlamlandıramamış. Ta ki ben Sevgili Okul Arkadaşım'ın 31 Ağutos tarihinde Her Güne Üç Güzel Şey adlı bloğunundaki yazısını okuyana kadar.

Bu uyanışla birlikte onun yazısının altına eklediğim şu cümleleri buraya da eklemek farz oluyor; kişisel tarihime bir bilgisizliğimi kaydetmek üzere: "Ben dün akşam bilmeden Mavi Ay'ın fotoğrafını çekmişim demek ki Sevgili Okul Arkadaşım, bugün sözde bir yazı yazacaktım ve o fotoğrafı kullanacak ama mavi ay olduğunu bilmediğim için altını çizemeyecektim. Yarın yazarsam ki yarın başka bir yazı muhtemelen, bir sonraki gün fotoğrafı gururla sunabileceğim şimdi.

Teşekkürler."*



Keyifle yürüyoruz eve doğru, kitapla konuşuyoruz, Krisztina hakkında ağzından laf almaya çalışıyorum; amacım tasavurumdaki karakterin fiziki durumunu görmeden önce tahminlerimi teyit edecek ipuçları elde etmek. Kullandığı az ama öz erotizm dikkat çekici. Bazı bünyelerde ürküntü yaratıp bu ne şimdi dedirtecek düzeyde.

Cesurca...

Bir meydan okuma hissi vermiyor değil!


*Sevgili Okul Arkadaşım'ın yazısı

İLETİŞİM İÇİN

laparagas@gmail.com

KATKIDA BULUNANLAR

Blogdaki yazıların tüm hakları La Paragas yazarlarına aittir.
Yazıların izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.

  © Blogger templates Newspaper by Ourblogtemplates.com 2008

Back to TOP