Afiyet'e doğru yürüyorum; dün akşam günün ruhları dürtükleyen saatlerinde. Sol yanım deniz. İnsanlar cıvıl cıvıl. Sırt çantamda Man Booker Ödüllü Chinua Achabe'nin Afrika üçlemesinin ilk kitabı Parçalanma var. Kitaplığıma giriş tarihleri 2017 ve 2021; o kitapları aldığım sıralarda bir başka Afrikalı, Chimamanda Ngozi Adiche'nin kitaplarını okuyorum.
Enfes bir eylül ve yaz hâlâ bizim mıntıkada, yakıcı güneş pırıl pırıl ve istirahate çekilmek üzere.
Enfes bir dün akşamın sabahında, üstelik bu sabah erkeninde elimde kitap, ağaç dallarında kuşlar, denizden gelip yüzüme vuran enfes bir serin ve yanımda kahve. Kaldığım yerden devam, ama önce kitabın fotoğrafları.
Bahçeye iniyorum. Tüm ağaçlarla fotoğraflarını çekiyorum; poz poz. Yerleştireceğim fotoğrafın pırıl pırıl Afrika kokmasını istiyorum. Eve çıkıyor, çektiğim fotoğrafların hepsini gözden geçiriyorken tüm benlik unsurlarım ortak bir kararla bu olmalı diyorlar... Ve dün akşam çekilen fotoğrafsa buralı da olsa Afrikalı olarak yerleşiyor bu sabaha.
Dün akşam'ın ilk saatlerinde Afiyet'de Parçalanma'nın ilk sayfasını çeviriyorum. O sıra bir fincan çayım, trileçem ve iki adet eklerim masaya konuşlanıyorlar. Artık kitabın içinde bir sayfa da benim.
Oradayım...
Afrika'da...
Bir anda etrafım insanlarla çevriliyor. Bir kaynaşma ki muhteşem, sanki yıllardır gelip gidermişim gibi bir his bünyemde.
Akıp gidiyor hayat, tanıklıklarım muhteşem, insanlarla aramızdaki sevgi bağı şahane. Geleneklerine bir öngiriş yapıyorum. Ve uzun saatler sonra masadan kalkıyorum. Aklım hâlâ karakterlerde.
Yıllardır önünden geçtiğim, şirin, bir o kadar minik parkın kenarından eve doğru geçerken bir fısıltı duyuyorum. Etrafta kimseler yok. Çitin kapısından içeri kıvrılıyorum ve gaipten işaret edilen banka yerleşiyorum. Açıyorum tekrar kitabı, artık dış dünyayla bağım kopmuş durumda, kitabın içinde satırlar ve kelimeler olmuşum ben de...
Bayılıyorum.
Yeni tanıştığım dostlarımla aramızdaki ilişki bin yıldır tanışıyormuşuz gibi. Elbette bazı şeyler incitici geliyor bana, ama diyorum sonra, burası Afrika! Ayaklarım yere bastığı anlarda sanki gerçek bir dünyadan gelip banka konmuşum gibi hissediyorum. Sürekli bir zaman sıçraması ve mekân değişikliği. Çocuklar gibi seviniyorum. Parkın büyülü olduğunu fark ediyorum o ara. Şu an sanki bildiğim bir parkın içinde değil de, dünyanın bir başka ucunda, Afrika'da bir noktadayım. Banktan kalkıp toparlandığım ve parkın çitlerini geçtiğim anda kendi dünyama dönebileceğimi umut ediyorum. Bir yandan da zamanı uzatma gayretindeyim, kulağımda pırıl pırıl ve genç bir müzik. Gecenin ve parkın büyüsü emsalsiz. Huzurum dağları taşları inletiyor. Ve taze tanıştığım ama fena kaynaştığım insanlardan ve coğrafyadan ayrılmaya pek meyilli değilim.
Sonra birden kendimi evde buluyorum. Gün değişmiş. Ben şaşkın. Bazı şeyleri hatırlamaya başlıyorum. Önce kitabın rafta olduğunu görüyorum ve onu alıyorum. Sonra bahçe. 15'in üzerinde fotoğrafını çekiyorum. Ve Nijeryalı dostlarımın ve yazarın fikirlerini de alarak yukarıdaki fotoğrafı ortak kararla yazıya yerleştiriyorum. O sırada kulağıma enfes müziğin sesleri ulaşıyor.
Bir kez de gönüllüce şarkı için bayılıyorum.
Chinua Achebe etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Chinua Achebe etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
8 Eylül 2024 Pazar
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)