Hayatımızdaki bütün boşlukları doldurabilir mi?
Birden düştü aklıma, çok kalabalık bir geçmişim vardı, buna rağmen hiçbir gün geri dönerek ne kadar insan biriktirdiğime bakmamış bakmayı da düşünmemiştim. Çok çok yıllar sonra yakın bir zamanda içimdeki birlerden biri aniden önüme atladı ve yazsana dedi birden. Neyi dedim, bu mevzuyu dedi. Hadi ordan dedim, sonra düşündüm. Düşündükçe içim ısındı, konu aklımı sürekli dürtmeye başladı, ben kaçtım o kovaladı, utanacak bir şey yok dedi, içimdeki benlerden biri; diğerleri görüşe katıldı. Ben durdukça onlar el çırparak beni öne doğru itelemeye başladılar. Ben kenar köşe kaçtıkça onlar kovaladılar. Baktım olacak gibi değil e sonuçta havalı da bir durum diye düşünerek en aymaz sözlerine kapıldım ve yazmaya karar verdim.
Başlangıçta benler topluca ve herkesi yazmamı istediler, şımartılmak işime gelirdi elbette, şahsım adına çok havalı da olabilirdi lakin artık ben çocuk ben değildim. Hava atmak da geçmişte hoşken süreç içinde ve büyüdükçe saçma bir davranıştı. Hem iyi ki erken büyüdüm dedim, oysa henüz 15 yaşımdaydım, olsun erken olmuş bir meyvasın sen artık dedi 15 yaşım, çok çok özel ve enn yakın arkadaşlarımdan iki tanesi dışında tüm sözlerim tıp demiş, ben de çevremi bu anlamda iyice daraltmıştım. Sloganım da şu olmuştu, az sev ama çok sev, kankan güzel kalbin olsun, yaşanan ne varsa bir kaç özel arkadaş hariç hep sende kalsın dedim.
Erken yazdığım bir kaç yazı dışında geçmişe sünger çektim ve bu minvaldeki son yazımı yazmaya karar verdim. Çünkü bundan öte kimseyi O'nu sevdiğim kadar sevemezdim.
Daha önce de yazmıştım, onu bana kazandıran Samsun Opera ve Balesi olmuştu. Hiç aklımda yoktu. Hayatımı boşaltmıştım. Geçmişe bir saygı gösterisinin ardından geleceğe selamlar çakma aşamasındaydım. Güzel kadınlar tanıdım, muhteşemdiler, değerlerime değer kattılar ama aramızdaki mesafeler uzaktı. Benim için dert değildi ancak kadınlar hassastı, bunu öğrenmiştim. Dolayısıyla benim için kolayken, uzak kalanlar için kolay değildi durumlar, ve kesinlikle sürdürülebilir değildi birliktelikler.
Ve elbette benim katlanabildiğim bir durum söz konusuyken karşılar için zordu her şey. Mesafelerle ilişkimi çoktan yok etmiştim. Benim için bir engel değildiler. Nadastaydım. Yaşım kemale ermişti. Kısa süreli ilişkiler benim işim olmaktan çıkmıştı. Şehir dışı yolculuklarımın tüm biletlerini iptal etmiştim. Hiçbir gösteriyi kaçırmıyordum, yalnızlığı sever olmuştum, kalp kırmak da istemiyordum ki -bir hariç- kimsenin kalbini de kırmamıştım.
Kalabalık salonda yalnızlığın tadını çıkarıyordum.
Opera balenin tüm departmanlarıyla kanka olmuştum. Yazdığım yazılar sayesinde bana ulaşmayı, tanışmayı onlar istemişlerdi. Oysa ben saklanıyordum. Umursuzdum, umuru onunla öğrendim. Sonra blogumda enfes bir yoruma tanık oldum. Yeni ve muhteşem bir hayatın önüme serildiğini hissettim. Sevdim, her geçen gün daha çok sevdim. Hayatımın enn enfes seyahatlerini O'nunla yaptım. Tüm boşluklarım O'nunla doldu. Göklerde ararken opera balede buldum.
15 yıldır çocuklar gibi şenim, mutluyum,
çokk mutluyum!