11 Eylül 2024 Çarşamba

Mireille Mathieu'yu Hatırlayanlar Parmak Kaldırsın



Madem Plâklardan Söz Etmeye Karar Verdik!

O Halde,

Epeyi Epeyi Geçmişten İki An


Yaş 16 -17

*

Blogdaki Bazı Yazılardan Alıntılar



...

Aslında o gün orada başka kimsenin fark etmediği duyguların savaşı yapılıyordu. Herkesi donduran bir öfkenin rüzgârıyla bas bas bağırıyorduk, boynuzlarını bilemiş iki keçi gibi... Çok hakim olduğumuz literatürün bütün klişelerini mitralyöz mermileri gibi saplıyorduk birbirimize; delik deşik olup oluk oluk kanlar aksın diye... Kimse bilemedi bizi ayırırken kavganın aslını... Sen Zamanı Olmayan Zamansız Bir Yerindensin Ömrümün Neyleyim Ben, kıpkırmızı ve kan ter içindeki yüzüyle, bu ideolojik tartışmanın hırsından ağlıyormuş gibi giderken kuyruğunu dik tutma gayretinde; ben kantinin en ücrasında, üst kata çıkan dip merdivenin boşluğunda ağlıyordum. Aradaydım. Yaşamımın sonraki hiç bir döneminde bir kez bile tekrarı olmayacak şekilde hem de.




Tıfıl çağların okullu aşklarından birinde, bir sinema salonunda, ellerinizdeki sıcak sanki yüreği gibidir. Yoksa çalan şarkı mıdır, tetik tetik vuran bütün hücrelerinizi; ''Ne yaparım ben şimdi,'' dediğinde Asya...
 
Filmin her karesinin kendi ruhunuzda açtığı ufuklara teslim, aynı patlamış mısırı aynı kola ile pay edersiniz. Taraf olursunuz yalın sevgiden yana, emeğin tarafında... İstemezsiniz iyinin kaybetmesini, sızlasa da içiniz; ''Seninim işte! Alıp beni götürsene,'' dediğinde Asya...


Lise sondayım, karma bir sınıf, eski sınıfımdan arkadaşlarımın yanı sıra diğer sınıflardan gelen artıklarla oluşturulmuş ve okulu bezdirmiş ve şunlardan bir kurtulsak kategorisinde zirve olmuş bir sınıf. Cam kenarındaki sıraların en önünde oturan iki kız var ve ikisi de Ayşe ve ikisi de çok hoş. Koridor tarafındaki sıklıkla geri dönüp benim olduğum yere bakıyor. Boy bos onda ve şahane bir esmer. Lakin ben onun yanında oturan kızla daha ilgiliyim. Saç kesiminin yanı sıra botlarının bağlanmamış bağcıkları ve kafasına göre takılma şekli hoşuma gidiyor. Saçların kesimi ise Mireille Mathieu... Öyle yakışıyor ki tenine, bedenine.

Ve 75-76 yıllarının popüler kırkbeşliği pikapta sürekli dönerken, kanepeye uzanmış ben avizelerin yansıttığı ışıkların tavandaki yansımalarında yok oluyorum.







20 yorum:

  1. Sonradan öğrenilmiş ve sevilmiş M.Mathieu ve şarkıları... fransızca merakı da babamdan gelir. Sizde güzel anılarla birlikte var olup gelmiş, konuşlanmış hayatınıza:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Konuşlandıkları yer çok korunaklı, yıllardır başlarına bir şey gelmez, tatlarından da bir şey kaybetmezler ne güzel ki. Arada bir hatırlamak da iyi gelir aslında, dünyanın bugünkü hallerine bakınca:)

      Sil
  2. En sevdiğim kadın şarkıcıydı ilk gençliğimde, nasıl buğulu bir sestir...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ve ses ile Fransızca bir araya gelince sanki çok nadir bulunur bir şey hissi verir insana, ve o nedenle belki de hâlâ bir çoğunun boşluğu doldurulamıyor sanırım.

      Sil
  3. ne naif, ne güzel oluyor o yaşların aşkları...Mathieu ile Patrick Duffy'nin bir düeti vardı, benim de ilk aşkımı anımsatır bana hep. şimdi açtım dinliyorum yine, yüzümde gülümseme ile: together we're strong

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kesinlike, ve o neslin şarkılarının ve şarkıcılarının yerlerini de doldurmak çok zor sanırım Şule...

      Sil
  4. Offf bilmez miyim hiç.. ezbere hem de :) hah işte bu da havaya kalkan parmak ☝
    Gürül gürül, çağlayan gibi akan bir sesle söylenen şarkıları, kafasını her sallayışında saçlarının pırıltısıyla tamamlardı. Şimdi ikinci videoyu açtım, günüme güzellik kattın, teşekkürler Dostum. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu seriye biraz da senin sayende başladım ve yıllardır bir köşeden bana bakan plaklar da kalabalıklarla buluşunca pek sevindiler sanırım. Sırada daha neler neler var Sevgili Dostum, ben de sana teşekkür ederim:)

      Sil
  5. fransız şarkıları biricik yaaa, jane birkin yaniii :)

    YanıtlaSil
  6. Mireielle Mathieu- kadife sesli o ufacık kadın ve sesi unutulabilir mi Buraneros... Öyle anlamlı-güzel sesleri , yorumları zamanında hayranlıkla dinlemiş olanlar (parmak kaldıranlar ) az olmaz umarım.
    Güzel Sanatların her dalına ilgi duymakla birlikte müzik alanında bilgim yeterli değil. Ancak dinlemekten çok keyif aldığım yerli- yabancı çok değerli sanatçılar var.
    Yazınızı öyle güzel harmanlamışsınız ki; gezi yazılarınızdaki gibi yolculuk rotamızı ustaca belirleyerek bir düş yolculuğuna rehber oldunuz. Sonsuz teşekkürler.
    Blogdaki okul arkadaşlarınızı da sevgiyle andım yeniden.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben de size çok teşekkür ederim Makbule Öğretmenim. Müzik alanı tıpkı kitaplar gibi bir derya, elbette hiçbirimizin tümüne yetişmesi mümkün değil. Ama biz kuşağının şöyle bir şansı oldu, çocukluğumuzda radyolar güzel ellerdeydi ve iyi müzikler çalardı, onun yanında da pek çok evde plaklar olurdu, hatta minübüslerde bile. İlkokuldan başlayarak alınan müzik eğitimlerini de yabana atmamak gerek. Şarkıları pek çoğumuz gerektiği gibi söyleyemezdik ki onlardan biri de benim... Ama en azından iyi bir dinleyici olduk; o sabırlı ve güzel öğretmenlerimiz sayesinde. Biz de okul arkadaşlarımla birlikte size çok teşekkürler ediyoruz öğretmenim, iyi ki varsınız.

      Sil
  7. fransız şarkıları nefis yaa, jane birkin yanii :) arada spama da bakıverins :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Baktım şimdi, yorumun ikizi de geldi şu an:))

      Sil
  8. jane Birkin için de bakacağım plaklara şimdi, umarım gittiği yerden geri gelmişlerdir, duruma göre yayınlarım onu da:)

    YanıtlaSil
  9. Mireille Mathieu unutulur mu? Bir parmak da buradan kalkıyor...Fransa dışına şanı ulaşmamış başka şarkıcıları da vardır fransız müziğinin tabii sonraki senelerde: Jean Jacques Goldman, Francis Cabrel benim favorilerimden. (80-90-00)

    YanıtlaSil
  10. Bir kaç kuşak için unutulmazlar tabii ki, o kuşakların yaklaşımları sayesinde yeni kuşaklar da bilsin istedim ve senin katkın da şahane oldu. Parmak kaldıranlar nesli ise candır zaten:)

    YanıtlaSil
  11. Yaa Mirey Matyö (okunduğu gibi yazsak olmaz mı?) nasıl hatırlanmaz? Hele o saçları bir döneme ne damga vurmuştu. Bizim ailenin yarısı frankofon, ben bunlarla büyüdüm diyebilirim. Addio güzel bir gerilere uzanma oldu. Teşekkürler, sevgiler :)

    YanıtlaSil
  12. Olur, bence bir sakıncası yok, hatta sevimli de olur:) O dönemden başka kişiler de var, Fransızca söyleyenler hem de... Sıraları gelince yayında olacaklar. Ben de teşekkür ederim, sevgiler:)

    YanıtlaSil
  13. O bağırdan gelen güçlü ses hiç unutulur mu...( parmak kaldırıyorum burada :)) )
    Ben hâlâ dinlerim sanatçının şarkılarını. :)
    Lise son sınıfınızdaki afacanlık bana Hababam Sınıfı filmini hatırlattı. Anlaşılan sınıfça öğretmenleri bir hayli bezdirmişsiniz. Bu gibi yaşanmışlıklar ve anıları olmasa hayatın tadı da çıkmaz ki. Ahh gençlik işte...:)
    Çok harika paylaşımınıza teşekkür ediyorum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Elbette unutulmaz, iyi ki o güzel seslere ve müziklere yetişebilmiş çocuklardık biz:) Okulu fena bezdirmiş olmalıyız ki kurtulmak için kimseyi sınıfta bırakmadılar, normalde yarımız kesin sınıfta kalırdık ve mezun olamazdık. Oysa, bizden kurtulmak için sınavlarda soruları tahtaya yazdıktan sonra sınıfı sonraki tenefüs zili çalana kadar terk ediyordu öğretmenlerimiz. Ah gençlik elbette, içini güzel doldurduğumuzu düşünüyorum, bu günlerimize bakınca :)

      Ben de size çok teşekkür ediyorum.

      Sil

İLETİŞİM İÇİN

laparagas@gmail.com

KATKIDA BULUNANLAR

Blogdaki yazıların tüm hakları La Paragas yazarlarına aittir.
Yazıların izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.

  © Blogger templates Newspaper by Ourblogtemplates.com 2008

Back to TOP