Hava muhteşem. Çünkü güneşli ve pırıl pırıl. Üstelik enn sevdiğim gün. Cumartesi. Ben dışındaki tüm koşullar tadında. Ben de tadımdayım. O halde başlayabilirim. Giyinip çıkıyorum. Spor bir şıklık. Vira Bismillah dendi ve balık sezonu başladı. Hakkını vermek boynumun borcu. Elbette bir ritüel bu, o halde istikamet balığın merkezi. Keyifli bir tren yolculuğu, iniş istasyonum mükemmel bir nokta; Liman. İnince rayları geçip enfes bir parka gireceğim. Sonrasında da balığın en taze olduğu noktaya, balık haline. Hoş ve dairesel bir bina. Orta bölümünde yine dairesel bir lokanta var; benim en sevdiğim belediye başkanlarının eseri. Lokantayla yine dairesel dizilmiş balıkçılar arasında da parke taşlı bir yol ile yakışır bir kapalı alan. Önce balığımı seçmeliyim. Miss gibi tazelik. Çeşitlilik güzel, denizden bu sabah, bir kaç saat önce çıktılar. Kafa karıştırıcı bir durum söz konusu olsa da ben sezonu palamutla açmalıyım. Alanda alkol yok ama her çeşit balık en taze halleri ile ve birinci elden var. Balığımı seçtiğime ve ödemesini balıkçıya yaptığıma göre lokantaya geçip masama karar verebilirim.
Cam kenarında, tezgahlardaki alışverişi de gören masayı seçtim. Garsonumu da sevdim. Efendi, ölçülü, az konuşur nitelikli bir genç adam. Elbette sezonun açılış günlerine yakışır bir masa donatacağız.
"Bir mısır ekmeği lütfen."
"Bir turşu kavurması lütfen."
"Bir de salata lütfen."
Hımmm... sıcacık mısır ekmeği, sıcacık turşu kavurması ve görüntüsü enfes, balığa ve masaya yakışır bir salata. Mısır ekmeği ve turşu kavurmasını fazla soğutmadan sezon açılışını yapsak nasıl olur?
Bünyedeki tüm paydaşlardan güzel olur yanıtı geliyor. Elbette kırmıyorum onları ve abartmadan, kıvamında bir incelikle ve aralıklarla götürmeye başlıyorum. Hakikaten müthiş bir keyif. Mekânda bir kaç kalabalık masa daha var ve görüntü o ki balığımı biraz daha beklemem gerekecek. O halde usulca olmak koşuluyla mevcutların tadını çıkarmaya devam. Hem yavaş hayat güzeldir.
Ve günün ve hatta sezonun ilk balığı görünüyor. Solist altları saygı içinde şöylece bir toparlanıp sahneyi ona açıyorlar. O vakar içinde, kendine güveni tam. Zarafete bakınca çatal bıçağı alıyorum elime. İlk lokma ve gittim ben. Muhteşem desem değil, yetmez. Lokum gibi yakışık almaz. Olağanüstü güzel pişirilmiş enfes bir lezzet. Kılçıkları ayırırken bir gram, bir milim, bir mikro ölçek kadar bile balık yapışmıyor üzerlerine. Atıyorum çatal bıçağı. Ellerimle, parmaklarımın keyfiyle, ağır ağır, bitecek korkusuyla her bir parçasını tüm hücrelerimde hissederek gerçek bir balık keyfini, eşlikçileri ile birlikte, buselik makamında yaşıyorum.
Suları soğuk bir deniz kentinde yaşamak muhteşem. Dolayısı ile denizden en çok birkaç saat önce çıkmış ve hakkı verilerek pişirilmiş, üstelik onlarca tezgahın içinden gönlünüzce seçtiğiniz balığınız sevimli bir imeceyle ve esnafı da gözeten bir tutumla masanıza gelince, herkese kazandıran bu tavır sanırım keyfi daha da çoğaltıyor.
Ödememi yaparken tip box'ı boş geçmiyorum çünkü masama bakan genç adamın tavrını çok beğendim. O sırada rastlaşıyoruz. Omuzuna dokunarak kendisine çok teşekkür ediyorum. Ve balık halinin mevlevi heykelleri ve su fıskıyelerine doğru olan kapısından çıkıyorum. Ağır adımlarla yeşilin ve su sesinin sessizlik içindeki keyfini çıkararak istasyona geçiyorum. Çünkü günü bitirmeye niyetim yok.
Bu kez Gar durağında iniyorum. Önce yeniden başladığını haber aldığım Amasya treninin saatlerini öğrenmem gerek çünkü enn sevdiğim kadınla bir planımız var. Bir kaç gün önce garda büfe işleten bir abi bizim milletvekillerinin uyuduğunu, seferleri Amasya vekillerinin başlattığını söyleyince pek ayılamamıştım ben, şimdi gişeden saatleri öğrenince taşlar yerine oturdu çünkü saatler uygun değil. Akşamı enfes bir rakı masasında geçirmiş hangi kul sabahın altısındaki trene koşturur ki... Şimdi karşıya geçip günü parlatmaya devam edebilirim. Keyifle okuduğum bir kitabım var. Ve Şehir Müzesi'nin kafeteryasındaki cappuccino'ya bayılıyorum.
"Bir cappuccino lütfen."
Filtre kahveyi, Amerikano'yu şekersiz içerim ama cappuccino ile kendimi şımartırım; idealin üç minik poşet toz şeker olduğunu da kesinleştirmiş durumdayım. Kitabımı açıyorum. Yazarın kağıt oyunları ile ilgili bilgiler verdiği yeri biraz göz attıktan sonra atlıyorum ve hayatla ve keyifle romanı okumaya devam ediyorum. Kahvemi usulca ve zamana yayarak içmekteyim ancak kaç zaman geçtiyse ve kitap nasıl aktıysa fincanın dibi görünüyor.
"Bir Cappuccino daha lütfen."
İlk Neorealist
1 saat önce
Balık sezonunu bende açsam iyi olur, özendirdin beni:)) cuma bende gezeyim balıkçıları bir...
YanıtlaSilBalık candır, şimdiden hayırlı ve afiyetli olsun sezon:)
SilOhh! Palamut sefası pek güzel olmuş, afiyetler olsun. :)
YanıtlaSilBalık halinde taze balık seçip taze yemek çok iyi bir tercih. :)
Çok teşekkür ederim Sevgili Okul Arkadaşım:) Kesinlikle öyle, hem tazelik hem fiyat açısından da... Tabii ki balığı en taze olduğu yerden almak, oradan lokantanın mutfağına gönderilmesi sonuçta lokantaya da sadece pişirme parası ödemek falan gibi hoşlukları da bence çok eğlenceli:) Tek eksik şu beyazlayan meret ama olsun, onunla da tadı çıkarılası mekanlar da var çok şükür ki:)
SilOkuru da götürebildiysem ne mutlu... Mekan çok keyifli ve taze balık garanti, balığı yeme konusunda çok haklısın ancak bazen ve bazı hallerde çatal bıçak da gerekiyor işte. Daha çok da yanında şu su katınca beyazlayan meret olunca. Aksi takdirde sürekli bardak değiştirmek gerek:)
YanıtlaSilBiz de dün gece sezonu palamut ile açtık yanında rakısı, fonda Zeki Müren. Sen kadar olmasa da keyfini çıkarttık. 🥰
YanıtlaSilAfiyet olsun, yarasın:) Bekler her rakı da mekânını ve anını diyeyim o halde şimdilik ben de:)
SilŞehir Müzesine gidip kahve içmek, kitap okumak.. Buraneros Hocam, feciii imrendim size, öyle böyle değil <3
YanıtlaSilŞehir Müzesi enfes bir alan ve aslında müzeye çevrilmeden önceki hikayesi de müthiş ki kaç insanın anılarında yer ettiğini düşünemiyorum bile şu an. Onu da yazmalıyım bir gün:)
SilEvet lütfen siz yazın ve biz okuyalım :)
SilBir gün ansızın yazabilirim sanki, biraz eski fotoğraf da bulursam ve yeni de çekersem olur bu iş:)
SilBizde bu cumartesi balık sezonunu açtık evde palamutla, yoksa çok pis canım çekebilirdi şu an. :) Uzun zaman sonra kardeşim de askerden izne gelince bizimki de vuslat makamı oldu. :D
YanıtlaSilKahveyi şekersiz içerim ama cappucinonun yanında mutlaka küçük bir çikolata ararım. Öyle seviyorum.
Palamut bazılarınca pek balıktan sayılmasa da candır, sezon açılışı bence onun hakkıdır, sonrasında diğer balıklar masaya buyurabilirler. Afiyet olsun tüm aileye:).
YanıtlaSilBende çay kahve şekersiz, bir tek cappucino şekerli ki onu sadece bu mekanda içiyorum, o yüzden de şekerle şımartıyoruz kendimizi:)
Palamut candır diğer balıkları pek sevmem üstüne tatlı daha ne olsun. Afiyetler olsun. Hülya
YanıtlaSilÇok teşekkürler, Hülya. Palamut candır evet:)
SilYazı değil de, sanki ben yaşıyormuşum hissine kapıldım:) Lezzetleri bile hissettim desem yeridir:)
YanıtlaSilNe mutlu bana o zaman:)
SilAfiyet olsun sevgili arkadaşım. Biz de geçen hafta sezonu palamutla açıp ablamla ayıla bayıla yemiştik. yarın yine mahalle pazarı, dolayısıyla yine balık günü! yaşasın :)
YanıtlaSilÇok teşekkür ederim, size de afiyet olsun, yarın için de şimdiden:)
SilVallahi bu kez okumadan geçeceğim sanırım Sevgili Buraneros :( Çünkü canım günlerdir acayip derecede palamut istiyor ama fırsat bulup da yiyemedim ve şu an düşününce bile ağlayasım geliyor :( Yine de nezaketen afiyet olsun deyip öyle gideyim.
YanıtlaSilÇok teşekkür ederim. Sevgili KuyruksuzKedi, izledin mi bilmiyorum, enfes bir filmdir Sideways ve oradaki bir cümle zihnimde asılı kalmıştır ve kullanmaya bayılılırım; hem iyi bir teselli cümlesidir, orada kastedilen şaraptır lakin şimdi onu eviriyorum ve şuracığa bırakıyorum. "Bekler her balık belli bir an'ı." Mesala bu kez rakı ile değil de iyi ve güzel soğutulmuş bir beyaz şarapla, mesela romantik bir balkonda, gün batarkenden başlayıp uzayan bir akşamda...:)
YanıtlaSilNot: Balıkla, pişirmekle uğraşmayıp en yakındaki balıkçıya sipariş ederek elbette:)
Bugün yenecek o balık Sevgili Buraneros :)
SilŞimdiden afiyetler olsun o halde, Sevgili KuyruksuzKedi.)
SilBen bir hata yaptım! Canım palamutları, migrostan sipariş ederken fileto yapılsın diye not düştüm ve fırında pişirdiğim tadı sevmedim. Onca palamutu kalabalık bir aile olan komşuma verdim. En iyisi dışarda iyi bir yerde ve kızartma olarak yemek. O akşam ben de hayır duası aldım :)
YanıtlaSilFırında palamut için en ideali sebzeli yapmak, takoz dilimleterek oluyor ama benim tercihim palamutların bütün ve temizlenmiş halinde içini doldurup fırınlamak:) Dışarıda ızgarası da iyi yapılırsa güzel ki bizim halde hiçbir şey söylemezsek öyle pişiriyorlar, bizim deniz soğuk olduğu için balık yağlanıyor ve lokum gibi oluyor:)
YanıtlaSilBu yazıyı bu saatte okumam hiç iyi olmadı:))) Acıktım, balık yemek istiyorum hemen şu an:))) Afiyet olsun, ne güzel keyif yapmışsınız, çok çook keyifli bir yazı olmuş:))) Biz henüz balık sezonunu açmadık, bu yazıdan sonra hızlandırsam iyi olur:)))
YanıtlaSilÇok teşekkür ederim. Evet şehrimizin imkanları böyle keyifler yaptırabiliyor:) Bazı balık türleri tükenmeden mevsim gereği göç etmeden ve daha önemlisi yasaklar başlamadan fırsatı değerlendirmede yarar var:)
SilÇok keyifli bir yazı olmuş. Bilgi ve deneyimlerinizi bizimle paylaştığınız için çok teşekkür ederim.
YanıtlaSilRica ederim.
Sil