26 Mayıs 2022 Perşembe

Çok Garip...

İlköğretim okulu şehrin "varoşlarından"... Fotoğrafını çekme arzusu dayanılmaz! Bir çocuğun, adını okuduğum ama görmediğim, tanımadığım bir çocuğun o an benle kurduğu ilişki muhteşem. Fikrim paçalarımdan asılıyor, ısrarcı ve perpeçek ediyor beni. "Tamam," diyorum... "tamam!" Fikrime de açıklıyorum kararımı: Bir kaç kitap alacağım, o okula gideceğim ve o kitapların birini o kıza, diğerlerini okula vereceğim. Ama o günden asla söz etmeyeceğim ve konu aramızda kalacak!*


Cümlelerini yazdığım andan beri heyecanım 1 gram aşağı düşmüyor. Bir süre haritalardan okulun yerini tespit etmeye çalıştım.

İlk edindiğim adrese göre çok ilginç bir noktada...

Bu bana çok heyecan verici bir öykü hissi yaşatıyor.

Hikâye içinde bir başka hikâye.

Sonra o adresinin yanlış olacağı ihtimali ile karşılaşıyorum ve bu kez başka bir nokta veriyor harita bana...

Bu ulaşım açısından çok daha elverişli.

Bir öyküsü var!

Bu kez orada olacağım anların hayallerini kuruyorum; bir tür ön izleme ve çok keyifli.

Gecenin neredeyse bu sabaha ulaşacak bir vaktinde öğretmen için, resimi yapan öğrenci için ve 500 kitaplı bir kütüphaneleri olduğu bilgisine ulaştığım okul için seçtiğim kitap siparişlerimi veriyorum.

Az önce de faturasının kesildiği, paketlendikleri bilgisi ulaştırılıyor.

Bu arada iki kitapçımda da bulamadığım, öğrenci için düşündüğüm ikinci bir kitap daha var. Onları şehirdeki kitapçılarda bulabileceğimi umuyorum.

Yarın için planım, öğretmen için bir kitap daha ve öğrenci için bulamadığım kitabı bulup almak.

Bununla sınırlı kalmayacağım elbette, bir keşif kolu gibi arayıp okulu da bulacağım.

Ama sadece bulacağım!

Sonra da bunun keyfini çıkaracağım.


Ve pazartesi günü, gelecek kitaplarda bir gecikme olursa da salı günü tüm kitaplarla okulun yolunu tutacağım.

Kısacası o günden beri işe güce, keyfe, onca gezip tozmaya rağmen her ânımı kaplayan sıcacık heyecanım bu! Okuduğum kısacık kitaba gözlerim bakarken aklımın giremediğini ve bitiremediğimi, üstelik akşam sevdiğim kafede kendimi fazlaca şımartmış olmama rağmen bir türlü konsantre olamadığım için aynı yerleri geri dönüp okuduğumu ama aslında maval okduğumu söylersem de hiç abartmış olmam.

Oysa okuduğum kitap keyifli, mizahı ince, sayfası az; Sevgili Leylak Dalı'nın blogunda rastladığım, ancak o an başka bir kitabını, Yabancı Kadın'ı okuduğumu hatırlamadığım yazar Sergey Dovlatov'un... Üstelik Sovyet Rusya hallerini anlattığı hoş bir öykü kitabı, Bavul.

Velhasıl, normal hayatıma devam ettiğim her ânımda dünyadan kopuk başka bir zaman dilimine ait paralel ama şahane bir heyecan yaşamaktayım ve buna fena halde şaşırmaktayım. Aslı son derece soğukkanlı bir insan olarak üstelik... Tarifsizim!

Garip... Çok garip!

Ama çok keyifli...



*Vortex Kitap Falan Filan Ve Kahve, adlı yazıdan.

Devam yazısı Plan Tıkır Tıkır İşliyor içinse buradan lütfen...

17 yorum:

  1. En güzeli de şu tarifsiz hallerimiz sanırım Sevgili Buraneros :) Başka birini mutlu edecek olmanın verdiği heyecan ve haz çok keyifli, çok iyi geliyor insana :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kesinlikle Sevgili KuyruksuzKedi: İyi ki böyleyiz valla, birbirimizi de kolaylıkla, bir kaç küçük ipucunun peşine takılarak bulabiliyoruz sanırım:) Yaşasın o halde tarifsiz haller kardeşliği :)

      Sil
  2. ayyyyy ben de heyecanlandım ve sabırsızlandım şimdi, keşke tanık olabilseydim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Muhtemelen yarın kargo gelir, yola çıkmış, kitaplar tamamlanır, hafta sonu tatilinin ardından buluşma gerçekleşir, yazmam demiştim ama okuldaki gelişmelere göre belki de yazarım:)

      Sil
  3. İyi ki önce diğer yazıyı okumuşum, şimdi devam filmini izlemiş gibi hissediyorum. Üçleme daha da mutlu bir şekilde son bulur umarım, çok heyecanlandım :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bilmiyorum şu an, aslında finali yazmayı düşünmemiştim, Sevgili Küçük Joe'ya da belirttiğim gibi üçüncü yazı için hâlâ tereddütteyim. Bir yanıyla da örnek teşkil edebilme; yaşananların ve geri dönüşlerdeki duygu patlamalarının kalplerde heves yaratması ihtimalini de görüyorum. Bu yönüyle teşvik edici bir mutluluk saçımının başka başka dünyalarda kelebek etkisi yaratabileceğini de görüyorum ve aslında ben de bir üçüncü yazı için heyecanlanıyorum ama...?!. Gelişmelere göre şimdilik bekleyip görelim:)

      Sil
  4. Ah ne harika!!! Alkışlıyorum seni Buraneros, çocukların heyecanı ile :))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkür ederim Momentos, heyecanın bulaşıcı, katmerlendim:)

      Sil
  5. Yapılan sergiler sene boyunca oluşturulan emeklerdir okulda ki. Biz bile her gün bir faaliyet yapıyoruz sınıf içinde. Kendi kendimize sergiliyoruz. Böyle halka açık sergilemelerde insanlarla buluşuyor ve çoğu zaman bir teşekkür, bir minnettarlık olmuyor. Senin gibi emek sarfeden bir minnettarlık karşısında karşı tarafın memnuniyetini hayal ediyorum ve öğretmen olarak çektiğimiz onca çilenin üzerine bir anda set çekiyor. Ben bile mutlu oldum bu jestin karşısında. Umarım çoğalır böyle duyarlılıklar..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bir tezim var benim, hatta geçenlerde bir yorumda da bu inancımı söyledim; gümbür gümbür bir nesil geliyor ki ağırlıkla kadın, her sektörde hem de... işte buna dayalı olarak, bir gün kadın egemen bir toplum olursak hiç şaşırmam demiştim, örnekleri ile karşılaşmak beni sevindiriyor, biraz da bu nedenle hep destek tam destek:)

      Sil
  6. Bazen dünyadan koparak yaşamak bana da çok iyi geliyor;)

    YanıtlaSil
  7. Özellikle memlekette arada bir kopulmazsa durum hiç çekilebilir değil:)

    YanıtlaSil
  8. ilk okuduğumda da çok sevmiştim bu fikri. şimdi ikinci aşamaya geçmişsin bile. sonucundan bizi mahrum etme lütfen Buraneros'cuğum. Malum, güzellikler böyle böyle çoğalıyor :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok haklısın, güzellikler böyle böyle çoğalıyor konusunda Sevgili Şule; gelişmelere göre, önce bugün diğer kitaplar ve okulun yerini tespit için yola çıkacağım, büyük ihtimalle kargodakiler de gelecek... bir kısa yazıyla da bunlardan söz edeceğim, sanki son yazıyı da yazacağım, çünkü o ânı hayalde sürekli yaşıyorum, benzer ânlar'dan çok var hayatımda ama onlarda böyle bir hikâye yoktu ve yüzyüzeydi her şey. Şu an taraflardan ben bir heyecan ve uğraş içindeyim, üstelik sadece ben değil, blog dostları da buna dahil oldu ve karşının şu an yaşanmakta olan hiçbir şeyden haberi yok. Son günde ve canlı bir anda öğrenecekler, o duygu dönüşlerine ve olup biteceklere paha biçemem kesinlikle:)

      Sil
  9. Kapaklar hoş evet fakat yazarın üslubu ve sosyolojik durumları ince bir mizahla anlatışı da pek hoş, şu açıdan da aslında birbirini tamamlayan iki kitap ki benim en çok merak ettiğim ve ilgilendiğim ülkelerden bir eski SSCB. Bu anlamda yazar kuvvetli gözlemleri ile iki farklı sürece dair, tabii ki içeriden biri olmanın avantajıyla, epey bilgilendiriyor ve bunu yaparken de karakterleri ile eğlendiriyor okuyanı. Ancak bu türden merakları olmayan bir okura ne verir? İşte bundan pek emin değilim:)

    YanıtlaSil
  10. Bir yerde okumuştum, "bir çocuğun yüzündeki gülümseme ol" çok sevmiştim. Şimdi seni getirdim de gözümün önüne, heyecanını hissettim. Yüzündeki o çocuk gülümsemeyi gördüm. Dilerim, yitirme hiç.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bugüne kadar yitirmedim ki bundan sonra hiç mümkün değil; ermişlik evresindeyim:)

      Sil

İLETİŞİM İÇİN

laparagas@gmail.com

KATKIDA BULUNANLAR

Blogdaki yazıların tüm hakları La Paragas yazarlarına aittir.
Yazıların izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.

  © Blogger templates Newspaper by Ourblogtemplates.com 2008

Back to TOP