4 Aralık 2019 Çarşamba

Eprahim Kishon Kitaplarının Peşine Düştüm

Her şey, en sevdiğim ve kıymetli kadınlardan biri sayesinde bizzat tanıştığım ki onun en can dostlarından ve benim blog komşularımdan Şaşkın'ın* yazılarının en tazelerinden birine, "Seni okurken aklıma Eprahim Kishon geliyor. Evin büyüklerinin kitaplarıydı ve ben de büyüme yolundaydım. Müthiş bir mizahı vardı, sevimliydi ve cin gibiydi. Tabii ki bu yazar okur ilişkisini güçlendiren ve sevimli kılan, onun yazı dili olmakla birlikte öykülerinin sanki komşumun başına gelmiş şeyler hissi vermesiydi. Okuyanla konuşur gibi, tatlı, tepeden bakmayan, sıcak, cesur ve samimi üslup ve kanlı canlı öykü kahramanları... " içerikli yorumu yazınca ve Şaşkın'ın cevaben yazdığı "Annemin derya deniz kitap koleksiyonuna rağmen hiç duymamışım bu ismi. Eserleri hakkında da maalesef hiç fikrim yok. Şimdi şöyle bir baktım da biyografisine, o zorlu hayatına rağmen mizahta diretmiş olması tek kelimeyle müthiş! Az da olsa bir benzerlik varsa ne mutlu ki, pek mutlu bana." cümleleri ile başladı; daha önce kitapçılarda aradığım ama bulamadığım kitaplar konusunda fena halde tetikledi beni ve bir an öncenin kıymetli telaşları da barutu ateşledi.  Çünkü elimde bir tek bile Eprahim Kishon kitabı yoktu.


Küçük bir çocukken, küçük dayımların evinde ve muhtemelen Muş'ta görevliyken O, kitaplıktan çekip bayıla bayıla okuduğum ilk kitabıyla tanımış; güncel, sıradan olayları anlatış biçimine bayılmış; ülkesinin kimliklerini ve durumlarını mizahla eleştirme şeklini ve kendisini sevmiştim. Sonra bir kitabını daha okumuştum, belki de başka bir şehirde, muhtemelen İstanbul'dayken dayım. Sonraki gelişim sürecimde ve bu yaşıma kadar çok kitabını okuduğum, sevdiğim pek çok ünlü, herkesçe bilinen yazar geçti elbette hayatımdan. Fakat onun izi hiç silinmedi. Hatta bir dönem tanıdığım insanlar nedeniyle bulaşmakla çok iyi ettiğimi düşündüğüm "sanal alem" mecralarındaki profillerimin en sevdiğiniz yazarlar hanesinde, hep onun adı var oldu. Ama kitapları elimde olsun diyerek her çaba ortaya koyduğum anda da elim boş kalıyordu. Üstelik ben O'nu hep İsrail'de yaşamış bir insan olarak hatırlıyordum! Macaristan kokusu almış yazarlara fena zaafım vardır; baskı altında bile, acılı anları ince bir mizahla gönül teline dokundurtan üsluplarına bayılırım. Kishon hayranlığım sebepsiz değilmiş diye düşündüm!


Bu gazla, belki de.. düşüncesiyle, tüm kitapçıları bir kez daha talan ettim, nafile! Sahaflara çok bulaşmış bir insan değilim, kitap kokusunu severim; eski yeni fark etmez lakin yeni kitap satın almanın hastasıyım. Bu kez ennn sevdiğim kadından bildiğim için Nadir Kitap'ın çok da güzel örgütleyerek oluşturduğu bir tür sahaflar çarşısına daldım. Farklı şehirlerdeki farklı sahaflardan, olan kitaplarının hepsini topladım. Üstelik piyasayı da kuruttum ki çok kitabı tekti zaten! Yeni kitaplar okurken, arada onun kitaplarından konuşur gibi yazdığı, edebi kaygılar taşımayan ama cin gibi gözlemlerle hayat bulmuş, yüzüme gülücükler kondurup içimde taze çiçek kokuları oluşturan hikâyelerini okuyorum. Kendimi eskilerden bir pastanede, şık masalarda lezzetli pastalar yerken miss kokan kahveleri yudumluyormuş sanıyorum. Üstelik düşünüyorum ki, hani dindiremediği ruhunu dindirmek için sakinleştirici ilaç kullananlar, bunaldıkları her noktada bir doz Kishon öyküsü okusalar, her şey yoluna girer sanki.

Ama daha önce bilmediğim, eşi ile yazdıkları Sevgili Yalancım adlı bir kitapları var ki, tadından yenmiyor. Sara Kishon'un Eprahim'den bahsettiği kısa öyküler, sıcacık bir lezzetle gülümsetiyor.

Gerçi aldığım kitaplarda şöyle bir mesele ile de karşılaştım: Milliyet'in Milliyet olduğu yıllarda, Milliyet Yayınlarından çıktığını bildiğim kitapların farklı yayınevlerinden çıkmış olanları da elime geçince, bir kaç hikâyeye başka kitapların içinde de rastlamış olmak bir an "Yaaa!" dedirtse de, kendime gülüp geçtim. Bir de kitapların eski sahiplerinin adlarının yazılı olduğu ilk sayfalarını çok sevdim, onları hayal ettim, özellikle bir tanesinin İstanbul'un çok sevdiğim bir semtinden olduğunu tahmin edince, isimleri internetten arayıp buldum. Edebiyatla ilgili ve sosyal sorumluluklar yüklenmiş cemiyet insanları olduğunu söyleyebilirim.

Eprahim ve Sara Kishon'u seviyorum. İyi ki bu dünyada yaşamışlar. Hatta kitapları okurken fark ettiğim üzere, yazılarımda en sevdiğim kadından bahsederkenki ennn sevdiğim kadın ifademin ardında, taaa çocukken okuduğum Eprahim Kishon öykülerinden bir iz, bilinçaltıma bir yerleşmişlik, bir etkileşim olup olmadığını bile düşünüyorum.


*Şaşkın'ın Göçebe Günlüğü

4 yorum:

  1. Ahh, bayılırım Eprahim Kishon'a! Sizin edindiğiniz kadar çok kitabını okumadım, ancak, bazılarını radyo tiyatrosu olarak dinlediğimi hatırlıyorum.
    Nadir Kitap, gerçekten eski kitap bulmak konusunda çok iyi bir sistem. Ben de birkaç kitap bulmuştum, oradan.

    YanıtlaSil
  2. Aslında bir yayınevi yeniden bassa ki benim bir yayınevim olsa kesin basardım; kitabın bu kadar alınır, sosyal medyanın da bu kadar etkin ve kullanılır olduğu bu dönemde, "parayı vurur" kanımca:) Aldığım kitaplarından Bir Tavsiye Mektubu, tiyatro için yazılmış ki onu yerel tiyatrolardan birine vermeyi düşünüyorum:)

    YanıtlaSil
  3. Kitapları bulabilmene çok sevindim. Umarım ben de bir gün okuma şansı bulurum.
    Ve bi de dedim ya; azıcık da olsa bir benzerlik varsa ne mutlu ki, pek mutlu bana. :))

    YanıtlaSil
  4. Bir kaç tane, -ki biri tiyatro için yazılmış-, çift olanlardan geride bıraktım ama senin olduğun yere yollarlar mı onu bilmiyorum işte:))

    Şuraya da linkini bırakıyorum:)

    https://www.nadirkitap.com/kitapara_sonuc.php?kelime=eprahim+kishon

    YanıtlaSil

İLETİŞİM İÇİN

laparagas@gmail.com

KATKIDA BULUNANLAR

Blogdaki yazıların tüm hakları La Paragas yazarlarına aittir.
Yazıların izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.

  © Blogger templates Newspaper by Ourblogtemplates.com 2008

Back to TOP