Dün Spotify'da Blog Dostlarımdan Momentos'un 31 Ocak'da yayımladığı podcastini, her zaman olduğu gibi keyifle dinliyorum. Bu kez ben için ekstra bir durum var. Üstelik o an bu durumun beni nasıl gaza getireceğini ve bir kitabın peşine nasıl bir heves ve telaşla düşüreceğini bilmiyorum.
Keyifli bir güne, ateş almış, lezzetli bir başlangıç anında olduğumu da...
Seslendirdiği bölüm Marquez'in bir öyküsünden bir paragraf. Momentos ikinci dinlememin son cümlelerindeyken ben kitabın izini sürmeye başlıyorum.
İlk olarak yıllardır alışverişlerimi yaptığım kitapçıma giriyorum...
Fakat söz konusu öykünün olduğu kitap yok. Tükenmiş. Sonra tüm kitapçıları tek tek dolaşmaya başlıyorum.
Yer yarılmış da kitap yerin içine girmiş sanki...
"O halde sahaflar!"
Rabbim onları eksik etmesin çünkü bir kez daha çocuk sevinçlerimi zıplatıyorlar.
Bu telaşe içinde aranırken internette kitabın farklı bir fotoğrafını görüyorum; içim alev alıyor. Doğru kitaplığa koşuyorum. Gazetelerin ansiklopedi, kitap verdiği yıllar... Çocukluğun en güzel zamanları. İşyerlerine ve evlere gazeteler giriyor; girmekle kalmıyorlar kupon karşılığı kültür sanat hizmeti de veriyorlar.
Doğrudan o kitapların olduğu rafın önüne koşuyorum... O da ne, yok. Hayallerim ayaklarımın dibine düşüyor ama bir şangırtı kopmuyor. İçimde bir çocuk yıkıntısı olsa da yetişkin yanım sakini oynuyor. O sakinlik düğmeyi çeviriyor ve bir ışık yakıyor. O ışık "Karşı rafa yürü," diyor.
Nasıl bir sevinç. "İşte orada!" "Marquez kitaplarının arasında!" Alıp hemen salondaki masamın üzerine getiriyorum. Günü birlikte geçiriyoruz.
Bu sabah.
Saat 3:30 civarı.
Uyanıyorum çünkü erken yatmıştım ve derin uyumuş, en sevdiğim kadının aramasına uyanmış, onunla dün açılan ve bir süredir dikkatimi çekmekte olan, bana çok yakın ve çok hoş sokaktaki el yapımı makarna dükkanı üzerine konuşmuştuk ki saat 20 civarıydı. O zaman kitap yatağımın kenarındaydı. Onu alıyorum elime ve kitaba adını veren ama üst başlığı Sevgiden Aşırı Hep Ölüm olan öyküyü okuyorum. Tabii ki bayılıyorum.
Bu sabah
5:30
Okuduğum öykü Boğularak Ölenlerin En Yakışıklısı. Momentos'un seslendirdiği paragrafta duruyorum. Podcast'i açıyor, bir yandan dinlerken bir yandan cûz sürer gibi takip ediyor ve bundan keyif alıyorum. Sonra bu yazıyı yazmaya karar veriyor, fotoğraf makinemi yerinden alıyor ve henüz günü ışımamış sabahın en erkeninde, sabah ezanının muhteşem armonisinde, yazıya son noktayı koyuyorum.
*Momentos'un seslendirmelerini Spotify'dan takip edebileceğiniz gibi, linki tıklayarak blogunun sol köşesine koyduğu podcast'lerden de takip edebilirsiniz.
OKUDUKLARIM 2024/77 GİZEMLİ KÜTÜPHANECİ
1 saat önce