Uzaktan gelen piyanonun tınıları sanki yolumuza ekmek parçaları bırakıyor. Ağına düşüreceğinden pek emin.
Hımmmm... Gabriadze Cafe!
Keyifli bir mekân.
Çağırıyor.
Ağa düşüyoruz. Dar sokağın iki yanındaki masalarda ağırlıkla şarap içen insanlar. Piyano muhteşem.
Ama piyanistimiz başka,
bambaşka.
Bütün sokağa çalıyor kendisi.
Sokakta sokak ama!
Çok ama çok davetkâr.
Başka bir planınız olsa da kaçınılmaz bir karmaşa, direnen beyninizi alt etmek için elinden geleni yapıyor.
Allahtan son günümüz değil.
Hayalini kurduk bile!
Müzik eşliğinde sokağın sonuna gidip dönüyoruz. Bazıları restore edilen kutsal mekânlar, zarif. Kuklalara az kaldı. Şahane bir görüş alanına, bir bahçenin duvarına oturuyoruz. Bir kaç dakika var ve usul usul yerleşiyor insanlar. Fotoğraf makineleri hazır, eller deklanşörlerde. Kameralar kayıtta. Sağımız solumuz sağdıçlarla doluyor bir anda. Kızlı erkekli ve hepsi de birbirinden şık. Bir kaç yerde daha karşılaşacağımız üzere gelin-damatla birlikte geziyorlar. Fotoğrafçının doğru mekân seçimi ve şık bir pozla konuşlandırdığı çiftin fotoğrafını ise,
kaçırmıyor,
Enn sevdiğim fotoğrafçı!
İKİDE BİR-SON / 25 HAZİRAN
5 saat önce