5 Ocak 2025 Pazar

Sarhoşum Ben Ahh...

Gün cuma... Bayılır mıyız? Elbette bayılırız. Üstelik yazdan kalma bir akşamüstü, gün aydınlık, spor giyinecek olsam da bir türlü karar veremiyorum. Biraz giy çıkardan sonra işlem tamam. Yine enfes bir kadınla buluşacağım. Heyecanım kıvamımda, biraz elim ayağım dolaşıyor olsa da yola adım atar atmaz sakinleşeceğimi umuyorum. O işten çıkıp gelecek, ee ben de aynı durumda sayılabilirim. Mekân ona daha yakın olsa da orta noktamız sayılabilir.

Sevdiğimiz mekânlardan biri...

Evden çıkabilirim, aynadaki son durum fena değil, kendimi beğenmiş durumdayım lakin saçlarıma biraz afacanlık versem iyi olabilir. Yine ilk buluşmasına giden çocuk heyecanı... bu duyguya bayılıyorum. Muhtemelen ondan önce varacağım gibi...

Montum sırt çantamın askısından geçmiş vaziyette, bu hal bana çok havalı geliyor. Ve içimde enfes bir coşku var, sanırım bu akşam döktüreceğim ve finalde kendimi çok beğenip alkışlayacağım; çünkü coşkum fena! Evde giyim seansını biraz uzatmışım sanırım, ondan önce varamam ihtimalim olduğunu hissettiriyor, saat bana. Biraz hızlanıyorum. Sanırım giyim meselesinde biraz oyalandım ve saat ayarını tutturamadım.

Biraz daha hızlanıyorum.

Ve mekâna az kaldı. 22 Ocakbaşı tabelasını gördüm, kapıdan kıvrılıyorum. Onun benim geliş yönüme sırtı dönük. Ayaklarım yerden kesildi ve onu süzüyorum. Kıvrıldım ve önündeyim. İşte bu benim enn sevdiğim kadın diye kalbim fena gururlanıyor ve sanki bana hava atıyor. Kendimi gözden geçiriyorum; havam yerinde, coşkum benim ayarımı bile aşmış durumda. Ân ben de bir masal için buradayım diyor. Ben elbette balıklama atlıyorum. Mezeler seçiliyor. Garsonumuz daha önce görmediğimiz biri, çok sempatik ve güleryüzlü bir beyefendi. O da bizi sevdi sanırım. Mekân canlı. O halde, bir de 35'lik Yeni Rakı lütfen.


Çok mutluyum, ânı ve ortamı benimsedim, eski masamızı aramıyorum bile... Koca bir ağacın altındayım, sırtım sağlamda. Sanırım ben bu hoş kadını daha önce de bahsettiğim üzere gittikçe daha çok seviyorum. Ve coşkun gecelerimden birindeyim. Öyle güzel cümleler kuruyorum ki üstelik hiç de çekingen bir çocuk değilim. İçimden akan hiç bir hissi dile getirmekten sakınmıyorum. Akşama bayılmış durumdayım, kadına zaten hep bayılıyorum ama bu kez yeni model kendime şaşırmakla kalmıyor, içten gelip kontrolüm dışında akan iltifatlarıma şaşırıyor, elbette zevkten ölüyor ve hatta bana yine neler oldu ki diye düşünüyor ve sürekli gülümseyen bedenim ve paydaşlarımın birbirlerine yaptıkları çaklardan mutlu olmakla kalmıyor sürekli bu hale gülümsüyorum.

İşin özü aynı kadınla aradan geçen yıllara rağmen -her seferinde- dün tanışmışım, hemen kaynaşmışım ve enfes bir akşamda ilk akşammış tadıyla, elbette efendice sarkıyor, yüzümden hiç eksilmeyen gülümsememle de kimselere çaktırmadan kendimle sürekli çak yapıyorum.

Ve sürekli tazelenen ve bu tazelenme süreçlerinde sürekli artan sevgime ve onunla geçen zamanlarımın tadına bayılıyorum. Oysa ben bu tür cümleleri kuracak, bir ilişkinin içinde bunları bu türden bir dille ifade edecek bir adam değildim. Evet benden beklenmeyecek ölçüde sempatik ve esprili bir gençtim kabul, ama içime akan sözcükleri dilime hapseder, aleni bir biçimde de ortaya dökmezdim. Şimdi düşünüyorum da gençlik biraz daha kısa sürse ve sonraki yaşlarda süreç biraz daha uzun olsa hayat ve ilişkiler daha mı keyifli olurdu acaba?

Ve gece bitiyor, garsonumuza teşekkür ediyoruz. Sonra yürümeye başlıyoruz. Kelimeler hoş, yaşam bizi alkışlıyor. İçimdeki coşku beni tebrik ediyor. Denizin kenarından yürüyorum. Aklımda O.

Yoksa bu akşam da kafayı mı buldum ben diye düşünüyorum, elbette kendimle dalga geçiyorum. Bir dilek tutuyorum ve o zaman diyorum bu enfes akşam için Dario Moreno söylesin!


15 yorum:

  1. Sizin bu aşkınızı yaşayış ve anlatış şekliniz yok mu.... Çook güzel bir yeşilcam filmi izliyormuş hissi veriyor...:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben de şaşırıyorum yazı bitip de okuduğumda, içimin akışına bu nedenle müdahele de etmiyor ve ancak ayaklarım yere bastığında aferin bana diyorum:)

      Sil
  2. Yazıyı okudum bitti, her zamanki ne güzelsiniz, nazarlardan uzak olunuz dileklerini yazacakken, sağ üstte eski bir yazıyı gördüm ve ekindeki tatlı klibi. :)
    Şimdi o klipteki çocuklar, gençler nasılda kocaman insanlar olmuşlardır, değil mi? :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkür ederiz Sevgili Okul Arkadaşım:) O çocuklardan uzun boylu kızımızı bu yaz sonu evlendirdik, bendeki yeri çok özel bir yeğendir kendisi. Ufaklık da bizim tırtıl, o da okulu falan bitirdi, hatta devam ederken milletvekili aday olmuştu, güzel de kampanya yapmıştı biz oy vermesek de, şimdi şirkette amcası ile birlikte :) Diğer kız da bir arkadaşımızın kızı idi o da artık evli:)

      Sil
  3. İçimi ısıtan, şahane bir yazı daha... Sizin bu aşkı anlatış biçiminiz muhteşem... Adeta bir klasik yazardan nefis bir roman okuyor gibiyim...
    "Şimdi düşünüyorum da gençlik biraz daha kısa sürse ve sonraki yaşlarda süreç biraz daha uzun olsa hayat ve ilişkiler daha mı keyifli olurdu acaba?" Ne güzel bir saptama...
    🥰💐🧿

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkür ederim, içimde benim de pek tanımadığım biri daha var, müdaheleyi pek kabul etmiyor ve kendi başına takılıp yazıyor. O bitirdiğinde ben okumaya başlıyorum ve şaşırıyorum, şimdi bunu yazan ben miyim diye. O benliğin kalem tutuşunu çok seviyorum yalan yok. Sanki yazmadn önce benim içimi okuyor ki o sırada bundan benim bile haberim olmuyor:)

      O saptamaya varmam aslında gençlikteki havalı içmeler üzerinden bir varış, farkındalığı yüksek karakterleri doğru yola götürüyor. Ben ne içerim ama kasıntılığından hayatın demi aslında budura vardırıyor ki işte asıl hayat o zaman demleniyor ve uzuyor:)

      Sil
  4. Allah nazarlardan saklasın, bence bu tür yazılara bir nazar boncuğu resmi ekleyiniz.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkürler Özlem. Çocukluktan beri her akşam dua okumadan yatmam, nazar boncuklarımız da babannemden hatıra:))

      Sil
  5. Daha ilk cümlenizi okurken Dada'yla aynı fikre kapıldım. Gerçekten aşkı bulmak ve mutlu olabilmek galiba yaşamın nadir hediyelerinden. Her gün sevgiyi, aşkı hissedip bunu dile getirebilmek, hissetmek ve hissettirebilmek... Bu hislere kendim de sahip olduğum için ve karşımdakinden de bunu alabildiğim için kendimi oldukça şanslı hissediyorum. Her zaman dediğim gibi mutluluğunuz ve sevginiz hiç bozulmasın... :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Belki de yaşamın içinde o hediyelerden çokça var, mesele sanırım biraz da kişinin yüreği ile alakalı, biraz da cesur olmak gerek belki. Muhtemelen çok insan doğru olanı buluyor ama belki de cesaret edemiyor. Çok teşekkür ederim sizinki de bozulmasın, artsın eksilmesin:)

      Sil
  6. Nazarlar değmesin!
    Belki ilişki de bu kadar coşkulu ve özenli olma ayrı evlerde yaşamaya bağlı. Aynı evde aynı hayat sorunları, meşgalesiyle yorgun düşen eşlerde nerdee böyle coşku. Yoksa bizde aşıktık bir zamanlar :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkürler, kimselere değmesin o nazarlar:) Bizim taraftan bakarsam aynı evde yaşasak da durum farklı olmazdı. Onun emekliliğine daha 10 yıl var , kimbilir hayat izin verirse ömrümüzün kalan kısmını -o da isterse- hayal ettiğimiz bir şehirde birlikte yaşarız belki de:)

      Sil
  7. Aynı evde yaşarken çok zor bu hisleri canlı tutmak, çok severken boğmayı düşündüğüm zamanlar oluyor :)
    Siz ne güzel anlatmışsınız, hep canlı kalsın bu duygular!

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aynı evde değiliz ama aynı evde olsak da durum pek farklı olmazdı diye düşünüyorum, şimdilik önümüzdeki zamanlara bakıyoruz ve o zamanlar ne der şimdilik bilmiyoruz. Ama net olan bir bildiğim var ki benim ona karşı boynum kıldan ince ve hep de öyle olacak:)

      Sil
  8. sizin aşkınızı her okuduğumda içimden "nazar değmesin" diye geçiriyorum hemen. hep dediğim gibi, daim olsun aşkınız :)

    YanıtlaSil

İLETİŞİM İÇİN

laparagas@gmail.com

KATKIDA BULUNANLAR

  © Blogger templates Newspaper by Ourblogtemplates.com 2008

Back to TOP