24 Ocak 2025 Cuma

Sevemez Kimse Seni

Benim sevdiğim kadar...


Hava dünün aksine pırıl pırıl. Güneş en parlak giysisiyle hava atıyor. Martılar dünün aksine bugün güneşlenmede... Muhtemel ki aynı saatte gelecek aynı abi için, hazırlar. Güvercinler, serçeler, martılar ve kargaların aynı alanı kullanıyor olmalarına bayılıyorum. Dünse yağmurlu ve karanlık; lakin yağmurun kışa dönük rengini de sevenlerdeniz. Disko bir genç kadını gözüne kestirmiş, onunla yakınlaşmak istiyor ancak genç hanımefendi ürkmüş. Disko şaşkın, genç kadın yardımıma muhtaç. Bir şey yapmaz diyorum ama nafile. İş başa düştü. Disko, oğlum hanımfendiyi rahatsız etme diyorum. Usulca bana doğru geliyor, şaşkın, oysa yakışıklı da bir genç kendisi. Biraz seviyorum ve yola devam ediyorum. Fikrimde çay içmek var, bu kez Deniz Kızı Kafe olsun diyorum. Muhtemel ki bir etkileşim anındayım. Tam bahçe kapımıza vardığımda gördüğüm minik gül ve henüz emekleme evresindeki kardeşi çok keyifliler. O halde iki lafın belini kıralım. Kahkahalı, full esprili bir sohbet, dönüşte görüşürüz o halde!


Deniz tarafında bir masaya oturuyorum. İki çok hoş genç kız kafede son hazırlıklarını yapıyorlar. Sabahçı kahvesinin konukları ise bir kaç kişiyiz. Kızlar temizlik işini bitirdiler. Biri siparişleri dağıtıyor ve bana yanaştı. "Bir çay, fincanla lütfen." Çayım geldi, teşekkür ettim. Yine gülümseme yok. İşini ciddiyetle yapıyor. Ve edası kesinlikle kendine çok yakışıyor. İş yapma ritmi muhteşem. Çok az konuşuyor. Özgüveni yüksek ve güzelliğinin farkında ve duruşunu çok benimsediği kesin ki yakıştırıyorum kendisine. İçeride inceden bir müzik çalıyor. Şarkı seçimleri muhteşem. Huzur veren bir kış sabahı. Uzun zamanın sonu, ödememi yapıyor, iki genç kıza teşekkür ediyor ve ev istikametine doğru yürüyorum. Bu kez enfes bir festivalin içinde ve bizim evin dibindeyim.


Her zamanki abi iş başında. Büyük poşetten ekmekleri çıkarıyor, küçük parçalara ayırıyor... Bütün kuşlar toplandık. Kimsede bir telaş yok. Abinin torba herkese yeter. Bir barış toprağındayız. Akla gelecek her tür kuş aynı sofrada. Biraz sonra, karınlar doyunca, denize akan ırmağın dingin sularında eğlenecekler. Ama önce elindeki profesyonel makineyle fotoğraflar çeken abiye poz verecekler. Elbette iyi yürekli adamı çekmeden olmaz. Bir de teşekkür etmeli kendisine... Her sabah aynı saatteki bu özen saygı duyulası. Disko abinin hemen arkasında, olan biteni izliyor. Kuşlara rahatsızlık verecek hiç bir eylemde bulunmuyor. O da bir genç, bazen kuşlarla oynamak istiyor ancak onlar panik yapıyorlar. Oysa çoğu zamansa gelip Disko'nun tepesine çıkıyorlar. Aynı mahallenin çocuklarılar sonuçta...


Telefonum çalıyor. Şaşırıyorum çünkü ennn sevdiğim kadın. Onu yüreğinden öpüyorum. Uykusuz bir gece. Akşam beni aradı, bir arkadaşının annesi ölmüş, kendisi Ankara'ya yola çıktı çoktan, annesi ölen arkadaşı yanında. Ve sabah telefonum çalıyor. "Ben geldim." Bense şaşkın. Hiç uyumadan bir 24 saat bile değil. Üstelik bilmem kaçıncı diploma için sınavları var. Ben onu yüreğinden öpmez de ne yaparım ki...

Yazarken tam burada duruyorum. Pırıl pırıl güneş ve aynı pırıltıda deniz karşımda. İşleri halledip dışarı kaçasım var. İstikamet belli, Deniz Kızı Kafe. Dün fincanlarında ve sunumlarında aklım kalmıştı. Bahşiş bırakmadığıma da üzülmüştüm. Sade kahvemi höpürdeteceğim...

5 Ocak 2025 Pazar

Sarhoşum Ben Ahh...

Gün cuma... Bayılır mıyız? Elbette bayılırız. Üstelik yazdan kalma bir akşamüstü, gün aydınlık, spor giyinecek olsam da bir türlü karar veremiyorum. Biraz giy çıkardan sonra işlem tamam. Yine enfes bir kadınla buluşacağım. Heyecanım kıvamımda, biraz elim ayağım dolaşıyor olsa da yola adım atar atmaz sakinleşeceğimi umuyorum. O işten çıkıp gelecek, ee ben de aynı durumda sayılabilirim. Mekân ona daha yakın olsa da orta noktamız sayılabilir.

Sevdiğimiz mekânlardan biri...

Evden çıkabilirim, aynadaki son durum fena değil, kendimi beğenmiş durumdayım lakin saçlarıma biraz afacanlık versem iyi olabilir. Yine ilk buluşmasına giden çocuk heyecanı... bu duyguya bayılıyorum. Muhtemelen ondan önce varacağım gibi...

Montum sırt çantamın askısından geçmiş vaziyette, bu hal bana çok havalı geliyor. Ve içimde enfes bir coşku var, sanırım bu akşam döktüreceğim ve finalde kendimi çok beğenip alkışlayacağım; çünkü coşkum fena! Evde giyim seansını biraz uzatmışım sanırım, ondan önce varamam ihtimalim olduğunu hissettiriyor, saat bana. Biraz hızlanıyorum. Sanırım giyim meselesinde biraz oyalandım ve saat ayarını tutturamadım.

Biraz daha hızlanıyorum.

Ve mekâna az kaldı. 22 Ocakbaşı tabelasını gördüm, kapıdan kıvrılıyorum. Onun benim geliş yönüme sırtı dönük. Ayaklarım yerden kesildi ve onu süzüyorum. Kıvrıldım ve önündeyim. İşte bu benim enn sevdiğim kadın diye kalbim fena gururlanıyor ve sanki bana hava atıyor. Kendimi gözden geçiriyorum; havam yerinde, coşkum benim ayarımı bile aşmış durumda. Ân ben de bir masal için buradayım diyor. Ben elbette balıklama atlıyorum. Mezeler seçiliyor. Garsonumuz daha önce görmediğimiz biri, çok sempatik ve güleryüzlü bir beyefendi. O da bizi sevdi sanırım. Mekân canlı. O halde, bir de 35'lik Yeni Rakı lütfen.


Çok mutluyum, ânı ve ortamı benimsedim, eski masamızı aramıyorum bile... Koca bir ağacın altındayım, sırtım sağlamda. Sanırım ben bu hoş kadını daha önce de bahsettiğim üzere gittikçe daha çok seviyorum. Ve coşkun gecelerimden birindeyim. Öyle güzel cümleler kuruyorum ki üstelik hiç de çekingen bir çocuk değilim. İçimden akan hiç bir hissi dile getirmekten sakınmıyorum. Akşama bayılmış durumdayım, kadına zaten hep bayılıyorum ama bu kez yeni model kendime şaşırmakla kalmıyor, içten gelip kontrolüm dışında akan iltifatlarıma şaşırıyor, elbette zevkten ölüyor ve hatta bana yine neler oldu ki diye düşünüyor ve sürekli gülümseyen bedenim ve paydaşlarımın birbirlerine yaptıkları çaklardan mutlu olmakla kalmıyor sürekli bu hale gülümsüyorum.

İşin özü aynı kadınla aradan geçen yıllara rağmen -her seferinde- dün tanışmışım, hemen kaynaşmışım ve enfes bir akşamda ilk akşammış tadıyla, elbette efendice sarkıyor, yüzümden hiç eksilmeyen gülümsememle de kimselere çaktırmadan kendimle sürekli çak yapıyorum.

Ve sürekli tazelenen ve bu tazelenme süreçlerinde sürekli artan sevgime ve onunla geçen zamanlarımın tadına bayılıyorum. Oysa ben bu tür cümleleri kuracak, bir ilişkinin içinde bunları bu türden bir dille ifade edecek bir adam değildim. Evet benden beklenmeyecek ölçüde sempatik ve esprili bir gençtim kabul, ama içime akan sözcükleri dilime hapseder, aleni bir biçimde de ortaya dökmezdim. Şimdi düşünüyorum da gençlik biraz daha kısa sürse ve sonraki yaşlarda süreç biraz daha uzun olsa hayat ve ilişkiler daha mı keyifli olurdu acaba?

Ve gece bitiyor, garsonumuza teşekkür ediyoruz. Sonra yürümeye başlıyoruz. Kelimeler hoş, yaşam bizi alkışlıyor. İçimdeki coşku beni tebrik ediyor. Denizin kenarından yürüyorum. Aklımda O.

Yoksa bu akşam da kafayı mı buldum ben diye düşünüyorum, elbette kendimle dalga geçiyorum. Bir dilek tutuyorum ve o zaman diyorum bu enfes akşam için Dario Moreno söylesin!


İLETİŞİM İÇİN

laparagas@gmail.com

KATKIDA BULUNANLAR

  © Blogger templates Newspaper by Ourblogtemplates.com 2008

Back to TOP