Elbette kitabın adı da önemli bir etkendi onu seçmemde...
Ve bir kitap daha beni yanıltmadı.
Ve sanırım Erno Nemeçek'ten sonra adını aklımda ve hatta gönlümde taşıyacağım bir kahramanım daha olacak.
Şu kitabı elimden bir bırakabilsem neler yazacağım da, ama ne yazık ki bırakamıyorum.
Yani bir kitap bu kadar mı insan kokar ve bir insan bir kitabı bu kadar mı güzel çevirir.(Çeviren:Hilmi Ortaç)
Artık çevirmenlerin önemi fark ettirilmiş biri olarak bu konuda çok hassasım.
Öyle bir keyifle okuyorum ki kitabı, öyle bir okuma aşkı yarattı ki bende...
Çocukluktaki ilk kitaplarımın, Mercan Adası, Define Adası gibi bilumum ada ve başta Pal Sokağı Çocukları olmak üzere bir sürü insan, arkadaşlık, dostluk, emek ve yürek anlatan kitapların akıcı ve son derece lezzetli tadını alıyorum.
Büyük ihtimalle bu kitabın bırakacağı okuma tadı sayesinde Ulysses'i okumak artık lay lay lom benim için.
Şimdilik, kahramanını özel bir karakter olması dolayısıyla -adını- aklıma kazıdığım ve anlatım dilini çok sevdiğim kitabımı alıp odama çıkıyorum.
Kitabı her sayfada biraz daha çok seviyorum.
Şu yakın tarihte hayatıma girmiş ikinci şey bu kitap, ve şu yakın tarihte hayatıma girecek hiç bir şeyin birinci olma şansı yok, ne yazık ki.
O yüzden bu ikinciliğe o gözle bakılsın lütfen.
"ne kitapmış be" demeden geçemeyeceğim ve fırsatını bulunca okumayı deneyeceğim. önce satın almak lazım tabi.
YanıtlaSilBu blog bana hep bi şeyler öğretiyor... Yazarlarının her birinin derinlikli dünyası, penceresi bol evler gibi, hep başka bir açıdan harika bi manzaraya, doyumsuz bi merakla bakmayı sağlıyor.
YanıtlaSil"Kapı" hala çok özel :)
YanıtlaSilKesinlikle:) O sıralarda okuduğum bir başka kitap daha vardı; Mutlu Moskova, içerik değil de okuma lezzeti olarak benzeştirmiş ve çok sevmiştim, sonra yazarı Andrey Platonov'un diğer kitaplarını da okudum, şöylece kısa yazımın linkini bırakıyorum belki ilginizi çeker.:)
Silhttps://laparagas.blogspot.com/2012/10/mutlu-moskova.html