8 Haziran 2009 Pazartesi

Oyun...


Ne kaybetmenin ne kazanmanın önemi yoklu... Bir kazanma ve kaybetme duygusu olmaksızın oynarken oyunu, bir sonraki hamlenin niyetinde olmaksızın hesap kitap... Bittiğinde, birlikte kazanılan ve birlikte kaybedilen bir eşitlik halidir oyun...

Beraber oynanmış, acısı tatlısı ortak, ücraların en saklısında usul ve sıcak bir tebessüm halinde duracak şahane bir lezzettir...

Şahsız ve matsız...

Görsel:Videlec.org

6 Haziran 2009 Cumartesi

Tutunamayanlar...


Güzel başlayan bir günün iş saatlerini, bir hatanın düzeltilmesi için bürokrasinin düz bakışlı tembel düşünceli çarklarında geçirmiş olmam bile neşeliydi. Gündüzü uzun yazın, odayı dışarıyla kucak kucağa yapan esintisinde filmi koydum ve izlemeye başladım. İzlerken şairin dizeleri geldi hep aklımın göz önüne.

Hayatın henüz kirlenmediği dönemleri anımsattığı için bana; siyah beyaz fotoğrafları, filmleri özel severim. Bu filmdeki her şey de kirlenmemişlerdendi.

Çok keyifle harika bir film izledim. Ve sürekli iki kişiye teşekkür ettim. Çünkü filmin raftan bana göz kırpmasına sebep olan onlardı.

Günüme dopingi zaten biri yapmıştı sabahtan.

Şimdi, bacaklarımı camdan dışarı uzatıp, gecenin yakışıklı laciverdine ışıklarını bırakan uçakları seyretme vakti; içindeki insanlara hayali hikayeler yazarak.

Buz olmuş bir şarabın kokusunda, sağlığınıza !

Film neyi anlatıyordan kısaca söz etmek gerekirse:

Hayallerimizin, sorunlarımızın, sohbetlerimizin, yanıtlarımızın birbirine benzeştiği; yani neredeyse birimizi diğerinden farklı kılan hiçbir şeyin kalmadığı ya da olmadığı adına global denen bir sistemin robotlaşmış kimlikleri olduğumuz bu süreçte; kendi mikro sistemlerini yaratarak doğru ya da yanlışlık ölçüsünü kendi ellerinde tutan, bir anlamda mevcut ve dayatılan global alışkanlıklara karşı duran, sistemle çelişen ve sonunda belki de yenilirken kazanan karakterlerin yer aldığı çok eğlenceli; ve sevgili Jash'ın deyimiyle bir baş kaldırı hikayesidir bu film.

İzleyin! Seversiniz.

4 Haziran 2009 Perşembe

KONUŞAN KELİMELER İŞİTEN YÜREKLER





La Paragas'ın harika hizmeti; ‘Hayırlı Bir İş’ ile başlayan sesli blog yazıları fikri, görme engellilerin de blog dünyasının bir parçası olmasını amaçlıyor…

‘Tüm engelleri aşan bir tam olmalıydık’ ortak fikrinde birleşen bloggerlar;
Buraneros, Uzağa Giden Kadın, Bugünü Yaşama Arzusu, Kırmızı Günlük ve Evrenin Dünyası; fikre logo desteğini esirgemeyen Pinonun Yeri, teknik destek konusunda araştırmacı Erkan Bal ve fikri duyar duymaz sahiplenip, sitelerinde duyuran Kara Kalem, Ateş Böceği, Persona Non Grata, tutsak, delfina, Hayat İzlerim ve Gereksiz Yazar'la giderek çoğalıyor olmanın heyecanı ile bugün sizlere de soruyoruz:

Sizce de harika değil mi?

Ben fikri sevdim diyorsanız…
Fikir sahibinin izni var kulaktan kulağa yayılması konusunda...

Kendi sesinizden ya da sevdiklerinizin sesinden yazılarınızı bloglarınıza ekledikten sonra ‘konuşan kelimeler’ etiketi ile etiketlemeniz, yarınlarda oluşabilecek bir ortak blog platformunda buluşmamızı kolaylaştıracaktır diye düşlüyoruz….

Peki benim blogumda sesli kayıt olduğu nereden bilinecek diyorsanız, logoyu kullanmaya ne dersiniz?

Kararsız kaldım ne olur ki bunun sonu diyenlere, beyaz yavru tavşanın niyet kâğıdını okumaları tavsiye edilir...

Konuşan Kelimeler İşiten Yürekler

Kulaktan kulağa oyununun gönüllü bir oyuncusuyum ben
Benim yüreğimden gelen senin yüreğinden duyulduğu gün
Gönülün gördüğünde buluşup
Bir fincan kahvenin 40 yıl hatırında paylaşıyor olacağız hayatı…



Konuşan kelimelerin işiten yüreklerini çoğaltmak için Biraz daha beklemek mi yoksa bugün hemen seslenmek mi?

________________________________________________

İLETİŞİM İÇİN

laparagas@gmail.com

KATKIDA BULUNANLAR

Blogdaki yazıların tüm hakları La Paragas yazarlarına aittir.
Yazıların izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.

  © Blogger templates Newspaper by Ourblogtemplates.com 2008

Back to TOP