*Bu mekân artık yok.
Şehrin pek çok mekânında yemek yediğimiz gibi sıklıkla balıkçılarına da gideriz. Bir çoğu tanıdığımız insanlara ait olan bu mekânların kimi emek verilmiş dekoru, mezelerinin çeşitliliği, bulunduğu konum, denize yakınlığı ile göz alırken; bunların içinden bazılarını da sundukları lezzet açısından öne çıkarırız. Damak tadı yerinde ve mutfağı lezzetli bir aile olduğumuzun altını çizerken bunun büyüklerimizden gelen bir özellik olduğunu da vurgulamak isterim. Gittiğimiz her balık lokantasında çeşit çeşit ürünün tadına bakarken kimini beğenir, kiminde kendimizce eksiklikler buluruz. Konunun buralara geldiği her gecede de şehrin balık lokantası özelliğine en haiz mekânının Samsun Balık Restoran olduğunda karar kılarız.
Balıkla yapılmış içli köfteden pastırmasına, börülcesinden ahtapot salatasına kadar oldukça geniş bir yelpazede mezeler sunan pek çok lokanta vardır şehirde. Ama ana yemek balık olduğunda ve bir balık gecesinde her şey ona odaklanmışken, tam o noktada hayal kırıklığına uğramak hiç hoş olmaz. Çoğu yerde yemeğin ardından likörlerimizi içerken, en küçüğümüzden en büyüğümüze her birimiz birer Vedat Milor olur ve başlarız esprilerle süslenmiş eleştirilere.
Çok paralar harcanarak yapılmış, hem konumları hem de dekorları ile parmak ısırtan, meze listeleri ile göz dolduran mekânlarda bile finaldeki sözümüz: en iyinin burası olduğudur. Bir de adını balık lokantası koyup da bir katını ete, bir katını pideye, bir katını da deniz ürünlerine ayırmış yerlerden pek haz etmeyiz. Bizim için en önemli şey gittiğimiz mekândan aldığımız sıcaklık, lezzet ve mekânın işine duyduğu aşktır.
Buranın kendini kasmayan dekorlarını, meyhane tadındaki havasını, bembeyaz tabaklarını, beyaz örtülerini, çalan müziğini ve tam da bir balık lokantasında olması gerektiği gibi balığı öne çıkarışını severiz. Mezeleri, salataları asla sizi yormayacak, kafanızı ve midenizi karıştırmayacak ve bir balık akşamına yakışacak türden sade bir çeşitliliğe sahiptir.
Lokantaya balık tezgahlarının yanından geçip merdivenlerden çıkarak ulaşırsınız, hatta önce durup tezgahtan balıklarınızı seçebilirsiniz. Farklı renklerle döşenmiş üç bölümlü mekânın leylak renkli bölümünün cam önündeki masasıdır bizim yerimiz. Lokantanın ayrım gözeten genel tavrı olmamasına rağmen - maç yayını olan akşamlarda- leylak renkli bölümü ailelerin, yalnız kadınların, kadınlı erkekli maç izlemeyecek grupların kullanması gibi bir teamülü vardır.
Her türden balığın mevsiminde ve taze olarak bulunabildiği bu mekânda geçen akşam hamside karar kılmıştık. Havaların kış tadında soğuması hamsinin erkenden yağlanmasına olanak sağladığından an itibariyle lezzeti de dorukta! Izgaraya şöyle bir değdirilip de gelen hamsiler hepimizden tam not alırken, tavaları da tam olması gerektiği gibiydi.
Beyaz peynir, salata, kalamar, turşu kavurması ve mısır ekmeği ile donattığımız, karides güveçte kararsız kaldığımız akşamı meyva, kabak tatlısı, kahve ve likör ile sonlandırırken, lezzetli balıklarının yanı sıra en iyi likör kadehine sahip balıkçı ilan ettik burayı.
Temiz masaları, beyaz peçeteleri, pırıl pırıl tabak ve bardaklarıyla eski zamanların lokantalarını anımsatan, meyhane tadındaki Samsun Balık Restoran; eksiksiz bir samimiyetle hizmet veren garsonları, sohbete olanak yaratan sakin ortamı, rakıya pek de yakışan müziği ile göz dolduruyor. Zaman zaman evdeki yemek akşamlarımız için, -pişirmek dışında elimizi vurmadığımız- son derece lezzetli somon tepsileri hazırlattığımız, iyi bir ıstakoz ya da yengeç ele geçirdiğimizde yanımızda götürüp pişirttiğimiz bu mekânı, oy birliği ile en sevdiğimiz balık lokantası seçtik. Olur da yolunuz Samsun'a düşerse, ya da buralarda bir yerde yaşıyorsanız, oradaydım demek gibi bir takıntınız yokta lezzetin peşinden koşan biriyseniz; Cumhuriyet Meydanından Saathane Meydanına giderken, Bankalar Caddesi üzerindeki Finansbank'la komşu olan bu şirin mekanı es geçmeyin. Günün her saatinde bulabileceğiniz balık çorbası da şiddetle tavsiye edilir.