''Aşk her zaman masumdur!''
tanıtım yazısından
Filmin; üzerinde çok tartışılan, ucu açık ve anlaşılamaz olarak nitelenen finali bence: Aşk karşısındaki toplumsal iki yüzlülüğün ve bireysel bastırılmışlığın sonucunda oluşmuş bir karşı koyuş ve yargılamayla, vicdan arasında sıkışmışlığın ahlakını ortaya koyan bir resimdi...
Benzer bir duyguyu, Türkçe adı
Yasak İlişki olan
The Bridges Of Madison County' yi izlerken izleyicide hissetmiş ve üzerine düşünmüştüm. Emindim ki, oradaki ''yasak'' aşka tüm salondakiler sempatiyle ve şefkatle bakıyorlardı. Ama şundan da emindim ki, sinemadan çıkınca izleyicilerin çoğu ''kurt'' adam ve kadın olarak, gerçek hayatta aynı olayın celladı olmaya hazırlardı. O gün, hayatın aslında gönülden geçenle, toplumsal ahlakın paradoksu üzerine kurulu olduğuna bir kez daha gülmüştüm.
Janjan' ı izlerken de, o filmde izleyici olan kültürün gerçek hayattadaki karşılığını gördüğümü düşündüm...
İnsan olarak duyguların samimiyetini anlama gerçekliğini öğrendiğimiz, bireysel anlamda kendimizi özgürleştirdiğimiz, kendi yaşayamadıklarımızı başkalarına yaşatmama duygusundan vazgeçmeyi becerdiğimiz günden itibaren; kendi yok ettiğimiz insanlardan türbesel efsaneler yaratıp, hayat boyu günahlarımızın affı ya da isteklerimizin gerçekleşmesi adına duaların arkasına sığınıp, genetik ve suni bir vicdan rahatlatmaktan vazgeçeceğiz sanırım.
Oysa, hayat ne kadar basit!.. Biraz hoş görü ve biraz da sevgi, sadece bu...
Sinemasal anlamda bir ilk film olarak iyi niyetli, ışığı ve mekanları güzel kullanan, sempatik, ama bende hep kısa film olsaydı duygusu yaratan, yönetmeni açısından umut vadeden, heyecanla ve samimiyetle çekildiği ve oynandığı her halinden belli olan, bu yüzden de olumsuz eleştiri yapmak noktasında kıyamadığım hoş ve masum bir filmdir benim için, Janjan.
Yine de; sanki kısa film olsa, derdini daha mı dinamik anlatırdı demekten de kendimi alamıyorum bir türlü... İzlemekte yarar var!