Bizi aynı küvette yıkadılar.
Beraber korktuk sudan, beraber yaşardı gözlerimiz sabun köpüğünden.
Ben sana adını hiç sormadım ben doğduğumda adın zaten vardı aklımda.
Ben senden öncesini ve senden sonrasını hiç düşünmedim.
Biz aynı yatakta uyuduk. Aynı sobanın sıcaklığı ısıttı vücutlarımızı.
Altı üstü mahallelimdin akrabam bile değil, altı üstü yan komşumun kızıydın.
Ben seni bir kardeşi sevebileceğim gibi sevdim.
Aynı numaraydı botlarımız, okul eteklerimizse hep kısa...
Ben aklımın erdiği yaşta senden başka bir kimseyi senin gibi sevemeyeceğimi anladım.
Ben senin düğününde içip sabahlara kadar oynamayı düşledim ve doğacak ilk çocuğuna getireceğim patikleri…
Sen beni üzeceğin gün lanetlenmeyi diledin, mektupların hep kapalı kutularda sonsuza dek saklanmayı bekledi.
Sen derdim için kendi derdinden vazgeçtin.
Sende beni çok sevdin…
Şimdi seni; bu al yüzü, bu bir çift güzel gözü; ıssız, soğuk, karanlık hastane odalarında görmek, refakatçi halimde sabahlara kadar izlemek aklımdan geçmezdi.
Şimdi yetmeyen nefesin, nefes alıp verişin çınlıyor kulaklarımda
Şimdi upuzun saçların beyaz çarşaflara seriliyor.
Şimdi yaşının gençliğine hastalığının yaşlılığına isyanlar okumak geliyor içimden
Şimdi sana bakmak canımı yakıyor
Çalsalar ömrümden, hepsi senin olsa…
captaiin