"Bizde de hava çok güzeldi, lodos falan da yoktu ama sahilde ve bana çok yakın bir yerde ilginç bir kemancı hanımefendi ile rastlaştım; ilk kez görüyorum, sokakta çalıyordu ve çok iyiydi. Yarın eğer aynı yerde olursa kendisiyle sohbet edip blogda yazmayı düşünüyorum, elbette fotoğraf çekip belki kayıt da yaparım. Yabancı mıydı acaba diye de düşünmekteyim, ilk röportajını yapacak muhabir heyecanı içindeyim, umarım yarın orada olur."
Cümlelerini yazıyorum Sevgili Okul Arkadaşım'ın dünkü yazısının yorum kısmına. Ve dünkü bu saatlerde bu kez iyi bir fotoğraf makinesi ile ve kafasında soruları netleşmiş heyecanlı bir muhabir tadıyla bugün öğleden sonra yola çıkıyorum. Profesyonel tatta adımlarla hedef noktaya yürüyor, bir yandan da nasıl konumlanacağımı düşünüyorum.
Önce biraz ilgisiz ve uzak duracağım; kısmen görüş noktasının dışında. Oradan bir kaç izinsiz poz çekeceğim, sonra ara vereceği anı kollayacağım, bir kaç adımda yanına ulaşıp bir blogum olduğunu, dün izlediğimi ve izni olursa kendisi ile ilgili bir yazı düşündüğümü söyleyeceğim.
Belki, işini bitirince ve kabul ederse hemen önünde çaldığı kafeye de davet edebilirim.
Evden çıkıyorum. Hava enfes, biraz sahilde yürüyorum atıştırma sonrası, ardından görev noktasına. Henüz müzik sesi bana ulaşmıyor, bir an düne göre erken olduğunu düşünüyorum ama bir kaç adım sonra ses bana ulaşıyor. Elbette seviniyorum. Ve görüş alanıma girince bulunduğu nokta, bende kocaman bir hayal kırıklığı oluşuyor.
Bir beyefendi çalıyor çünkü. Önünden geçip hedef noktama oturuyorum. O an çift olduklarını düşünüyorum, belki kardeş ya da arkadaş. Bu kafamdaki hikâyeyi ufaltıyor ve biraz da ticarileştiriyor.
Dün aldığım o nahif tat kaçıyor.
Bir paparazzi noktası seçiyorum kendime ki buna paparazzi şansı mı demeliyim bilmiyorum?! Üç çok tatlı hanımefendi geliyorlar kemanın yakınına, ve dans etmekle kalmıyor bolca da selfi çekiyorlar. Hikâye biraz da şu nedenle tat eksikliğine evriliyor: çünkü bu kemancı geçen yıl da aynı noktada çalıyordu, ve biraz da uyanık bir karakter tadı vermişti bana!
Bir kaç şarkı sonra kalkıyorum, hanımefendi belki daha sonra devralacak diye düşünüyor ve kendimi sezonun ilk Kahve Dünyası dondurmasına doğru yönlendiriyorum. Fiyatının ayakları yerden kesilmiş elbette ancak porsiyon da biraz büyümüş sanki!
Hava artık soğumuşken bir umut ama daha çok umutsuzca dönüş yolundayım, keman sesi geliyor. Yaklaşıyorum ki beyefendi bu kez pardesüsünü giymiş biçimde çalmaya devam ediyor.
Haberin takibindeyim!
Marilyn ile iki ayım.
1 saat önce