İki günlük rezervasyon yapabilmiştim The Liwan Hotel ile... hafta sonu için doluydu. Yer açılırsa uzatılacaktı. Onların da önermesi ile ve de zaten aklımda oluşuyla öne çıktı Mahallem. Genç bir çiftti bizi karşılayan. Kesinlikle çok tatlılar. Üzücü ki onlar da dolu hafta sonu. Bu mekânla ilgili bir eleştiri okumuştum, etraftaki mekânlardan gelen gürültü ile alakalı. Oysa bizim için bu dert değildi.
Burası Zenginler Mahallesi! Öyle renkli bir zenginlik ki bu, farklı dinlere ve mezheplere ait kiliseler, havralar ile camilerin sesleri, duaları farklı insanlarıyla harman. Sınıfsal bir ayrım yapmaya olanak tanımayacak kadar kardeş ve iç içe bir mahalle. Belli bir saatten sonra müzik bitiyor zaten. Sonuçta tatildesiniz ve yatağa dönüşünüz istemeseniz de geçe kalacak. Soruyoruz çok candan genç çifte; onlar da öne Konak'ı koyup ardına Avlu'yu ekliyorlar. Biz an itibariyle Avlu'ya daha yakınız. Fiziki olarak da... Çünkü hemen yan tarafta.
Rezervasyonumuz yok. Hemen iki kişilik bir masa buluyorlar üst kat balkonunda, avluya bakan. Garsonlar çok sıcak. Hizmet üst düzey ve peşinen söyleyeyim ki fiyatlar çok makul. Menü zengin. Mekâna bayılıyoruz zaten. Bir meze tabağı söylüyoruz yerel tatları içeren... Bir de 35'lik rakı. Bize gelen tabak duble imiş, finalde öğrendiğimiz üzere... Bir de çiğ köfte söylüyoruz ki kesinlikle diğer yöre çiğ köftelerinden farklı. Bayağı da çig diyebilirim. Üzerine kavrulmuş kıyma koyuyorlar, bir miktar da nar ekşisi ekleyebiliriz. Deneyelim dedik ve denedik. Planımızda ara sıcak olarak Oruk var. Ama daha sonra, diyoruz şahane garsonumuza.
Abagannuş, Yoğurtlama, Humus, Zeytin Salatası, Muhammara ve Cevizli Biber'den oluşan bir tabak bu. Üzerine bir miktar zeytinyağı gezdirilmiş. Dört kişilik bir masayla bile baş eder. Yanında gelen pideler sıcacık. Çalan müzikler akşamla ve mekânla uyumlu. Hâlâ dışarıda oturulabiliyor olması muhteşem. Bir tür yaza veda masası. Mezeler lezzetli ve hafif. Önce, tuzu çok az kullanan ben bile yadırgıyorum. Tuzu seven yol arkadaşımsa sessiz. Şaşırıyorum, çünkü tuz ilave etmiyor. Sonra alışıyorum. Hatta tuzu baskın kılmayarak tatları doğal hallerinde bırakıyor olmalarını takdir ediyorum. Tazecik nane ve maydanozlar da cabası.
Çiğ köfte üzerindeki kavrulmuş kıyma ile değişik bir lezzet. Alışmamış damağım için önce yadırgatıcı gelse de sonuçta bir deney bu. Her şeyin üzerini kapatmayı başaran buzzzz gibi rakı var sonuçta.
Ara çaylarımızı da ihmal etmiyorlar, bu güzel mekânın güzel hizmet sunan, güleryüzlü garsonları. Oruk içinse ne yazık ki yer kalmıyor midelerimizde.
"Hoş bulduk, Hatay!"
Teşekkürler Avlu ve tüm çalışanları...
Teşekkürler Akşam Boyunca Bizimle Kusursuz İlgilenen Garsonumuz...
Teşekkürler Muhteşem Tabakları Hazırlayan Aşçımız...
Teşekkürler Mahallemin Sahipleri; Hemen Kaynaştığımız Çok Candan, Çok Tatlı Çift...
Görüşmek üzere...