Kardeşle alışverişe çıkıyoruz. Şef bu yıl hindiyi boş veriyor, kuzu kolda karar kılıyor ve onu üçe böldürüyor. Tüm bu eylemlerden önce enn sevdiğim kadına uğruyor, yeni yıllaşıyor ve de hediyeleşiyoruz.
Hava çok güzel, tropikal coğrafyada yeni yıl!
Niyetimde viski içmek var ve içi şirin şekerlemelerle dolu ve ellerimize az önce enn sevdiğim kadın tarafından tutuşturulan geyikli, karlı ve çam ağaçlı minik bardakları kullanmayı düşünüyorum.
Özellikle yılın ikinci yarısında gösterdiğim yüksek performansdan kaynaklı olarak sağlam bir bilanço ile kapatınca 2022'yi, bu gece benim gecem havasındayım.
Evdeyim ve küçük kardeş arıyor; vakti saati tamam araması bu. Geliyoruz, diyorum. Kapıdan giriyoruz ki kokular miss, şef yine döktürmüş; 3 saatte fırında pişmiş kuzu kol fırından çıkmış ama fırın kabının üzerindeki folyo yırtılmış olsa da yağlı kağıt duruyor. Sanırım şef son dokunuş olarak onu dinlendiriyor.
Uzun bir yazlık sinemalar muhabbeti yapıyoruz Mussano'yla, pek çok anı anlatıyorum ki bunları aslında eskiden oldukları yerleri fotoğraflayarak yazmam da lazım.
Mussano yemekten biraz sonra eve çıkıyor.
Bir süre sonra da kardeş az uyuyacağım diyerek yatak odasına çekiliyor ama dönmeyeceği kesin.
Şimdi salon bana kalmış durumda ve konseptim eski televizyon yılları, TV 8'de O Ses Türkiye açık..
Binanın en sevdiğim dairesindeyim, dibi bahçe, açık mutfaklı salonun televizyonun karşısındaki kanepesine yerleşiyor, viskimi, Schweppes mandalinamı, suyumu ve çerez tabağımı da sehpanın üzerine konuşlandırıyorum. Tüy gibi hafifim ve olağanüstü bir keyif bünyeye hakim. Saatler saatleri kovalıyor, normalde izlemediğim programı uyumlu buluyorum anla ve hoşuma gidiyor. O kadar keyifli bir zaman ki hiç bitsin istemiyorum. Uzun aralıklarla kalkıyor, boşalmış bardağıma iki parmak Jack Daniel's koyuyor, iki buz atıyor ve televizyonun karşısına kuruluyorum. Gece boyunca sadece eksilenleri tamamlamak için kalkıp mutfak tarafına geçiyor, o kısa süreli anların dışındaki tüm zamanı kanepede geçiriyorum. Ve inanılmaz bir huzurla akıp geçiyor saatler, en iyi yılbaşı gecelerinden biri olma payesini alması mutlak.
Saat tam 00:00 olunca elbette tek tuş ve Enn Sevdiğim Kadın ki telefon açılmıyor, yaklaşık bir haftadır süren bir gripal durum var ve yatmış olacağını düşünüyor ve kısa bir çaldırmanın ardından kapatıyorum telefonu. Kapatmamla da o arıyor.
Kurulmuş bir cümlem yok.
Dilimden dökülenler net, çok yürekten ve kısa... ve beni bile şaşırtıyorlar, ancak kopup gelen o şiirsel sıralamayı şu an hatırlamıyorum ama özü şuydu:
Sürekli aklımda ve kalbimde olduğun için çok mutluyum, seni seviyorum, iyi yıllar.
Sonra MTV'ye geçiyor, son kez ki sanırım dördüncü, bardağa iki parmak jack koyup iki de buz ekliyor, bunu zamana yayıyor, son yudumun ardından aslında devam edecek keyifte ve potansiyelde olsam da boşları bulaşık makinesine koyuyor ve kardeşi uyandırmadan kendi daireme çıkmak üzere asansöre biniyorum.
Elbette şıp diye uyumuyorum, dünya alem, daha çok da bizim alem ne durumda diye bloglara bir göz atıyor, biraz kitap okuyor, sonra da tüm ayartma çabalarına rağmen şeytana uymuyorum ve uyuyorum.
Nostalji Köşesi 2: Bedenini Sevmek
1 saat önce