28 Ocak 2010 Perşembe

Ölüme Bakıp Sıtmaya Deniz Baykal'a Bakıp Tayyip Erdoğan'a Razı Olmak 2


İnsan erken yaşlarda bir takım felsefelere yaslanmak ve idollere öykünmekle özgürlüğünü teslim ediyor olabilir mi?

Özgür kimliği oluşturmak; bir sürü felsefenin, çeşit çeşit düşüncenin olduğu engebeli bir yolda sorgulayıcı, meraklı, farkında bir akılla doğru beslenebilme becerisine sahip olabilmek midir?

Başta dar noktalardan bakan, anlamadan öykünen ego eksenli bilmişlik tavırları, büyüdükçe yer değiştirmeye başlarlar mı?

Özgürlük bir his midir yoksa bir hal midir?

Eğer his ise, onu oluşturabilmek ve yaşatmak için bir hale ihtiyacı var mıdır?

Eğer hale ihtiyaç varsa, muhalefet olmak 'öyle ya da böyle' demokratikleşme diye yola çıkanların, bu yoldaki tüm eylem ve önerilerine 'tu kaka' demek midir yoksa daha fazlasını gündeme taşıyıp talep etmek midir?

Birilerinin, yıllarca 'garanti oy' görüp hiç bir sorunlarına sahip çıkmadıklarının -Alevi- çalıştayı toplandı da...

27 Ocak 2010 Çarşamba

Anarşist


Özgürlüğü; uçsuz, sakin ve çoğu kez acımasız, fakat her şeye rağmen yaşanılası doğada arar. Keşke ve belki ile başlayan tüm cümleleri katleder... Aşkı dahi fethetmiştir o. Burnuna en natürel havayı çeker. Gencecik bedeninde el değmemiş rüzgarları hisseder. Kimsenin hürriyeti değildir; lakin hiç kimse de değildir!

captaiin - into the wild yorumundan...


Sabah yağan karın altında inadına dimdik duran, mevsime anarşist bahar dalları başı dik bir özgürlüğün timsalli gibiydiler de...

25 Ocak 2010 Pazartesi

''Yalnızlık 2 Satır''

Sabahın en erkeninde, elimde kahve kokusu karın yağışını izlerken...

Tadını çıkarırken her bir taneciğin -kışa inat çiçek açmış- bahar dallarının üzerini tül tül örtüşünün...

Bir yandan da bloglarda dolaşıyordum.

Gretchen, Mussano, Peyami ve Alpiko'nun ortak blogları Macar Salatası'nda takılı kaldım.

Gretchen'in -ki neden bu kadar az yazar diye de düşünürüm hep- Yalnızlık İki Satır başlıklı yazısında sözünü ettiği şarkıyı merak edip aramaya başladım Google'da.

Adını hiç duymadığım birileriydi şarkının sahipleri: Abluka Alarm.

Klibi bulup izlemeye başladığımda utancım iki katına çıktı.

Abluka Alarm şehrimdendi, üstelik klipteki tüm mekanlar da benim mahallemdendi.

Romanımsı etiketli ...Sen Özgür Bir Kuşsun Neyleyim Ben başta olmak üzere bir çok yazımda sözünü ettiğim -karşı kıyıya uzanıyormuş hissi veren- iskele neredeyse baş roldeydi.

Yeniden yapılışındaki hoşluğu ve vefayı çok iyi bildiğim Fener Plajındaki fenerle birlikte...

Kusurum; arada bir çocukların mp3 çalarlarından dinlediğim bir kaç popüler kişinin, popüler bir kaç şarkısı dışında türe uzak kalmamdandır. Affola

Meraklısına not: Abluka Alarm'ın çok güzel bir sitesi ve siteden uzantılı bir blogu var. İlgilenirseniz buradan buyurabilirsiniz.




24 Ocak 2010 Pazar

Farkında mıyız?


Düştükleri yere ağıt etmeye gelmiyorum,
Size koşuyorum yaşayanlara;
Hepinize koşuyorum
Ve göğsümü yumrukluyorum:
Sizlerden önce ölenler oldu hatırında mı?


Pablo Neruda

22 Ocak 2010 Cuma

Park


gece
birbirlerinin üzerini örtüyorlardı...

sabah
sandviç ekmekleri almaya gidiyorlardı.

öğlen
sandviçleri ellerinde kitap okuyorlardı.

akşam
İlk şarap kırmızı kırmızı
Körpe bir bebek gibi sımsıcak
İkincisi gürbüz mü gürbüz
Sanırsın şehlevent avaz
Üçüncüsü sapsarı yakut
Yangından ve gelincikten

gece
birbirlerinin üzerini örtüyorlardı...


İkisinin bir ağzı vardı
Türkü çağırıyorlardı,
Türkü çağırıyorlardı
İlkbahara dönük!

İtalik dizeler, Paplo Neruda 'nın 'Tembel' ve 'Asma Çubuğu ve Rüzgar ' adlı şiirlerindendir.

İLETİŞİM İÇİN

laparagas@gmail.com

KATKIDA BULUNANLAR

Blogdaki yazıların tüm hakları La Paragas yazarlarına aittir.
Yazıların izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.

  © Blogger templates Newspaper by Ourblogtemplates.com 2008

Back to TOP