Bu kez mim soldan soldan geldi. Soldan geldi derken; şiirle ilişkim ideolojik temeller üzerine kurulu olduğundan. Başta
Nazım,
Lorca ve
Neruda olmak üzere diğerleri...
İyi bir şiir okuru değilim. Bugüne kadar elime alıp başından sonuna okuduğum bir şiir kitabı olmadı. Arada bir, birini elime alıp sayfaların arasından rastgele okurum. Genelde elime geçen dergi ya da gazete köşelerindeki, seçilmiş şiirlere takılırım. Başta
Orhan Veli olmak üzere, yalın ve gündelik bir dil kullanan şairler daha çok etkiler beni. Mesela blog dünyasından
Hayatın Ortasında iyi bir örnektir buna... Ama mimin kuralına uyarak kesinlikle bir isim yazmam gerekirse;
Nazım Hikmet derim en sevdiğim şair.
Bir dönem sevdiğim şiirleri kağıtlara yazıp oraya buraya atardım. Hatta bir iki tane de kendi yazmışlığım vardır. Bunlar, tıfıl çağların ona buna öykünme, kendine şekil yapma halinde ilerleyen sürecine aittir. Ha bunlar nerede şimdi dersek, arasam da bulamam. Bir gün bir şeyleri ayıklarken elime gelenleri şuraya koyayım bulmam kolay olur demiştim. Koymuştum da... Şimdi o yeri bulamamaktayım.
Mim her ne kadar soldan soldan geldi desem de, asıl geldiği yer önemli benim için... Neden diye bir soru gelirse... Geldi soru... Dedim ya, rastladığım yerde okuduğum dizelerin o an bende yarattığı etki, aklıma çizdiği resim önemli diye... Bir çok yerde tekrar ettiğim gibi, göz önünde olanlardan ziyade saklıda duran, popülizmin rüzgarında yelkenleri şişirilmemiş olanları severim.
Blog alemindeki geçmişim çok yeni, o yeniliğin ilk günlerinde bakınırken oraya buraya; bir blogda bir şiir gördüm; ve sözcüklerini hemen not aldım. Bunlar
Kayıp Fesleğen'in yani
persona noN grata~~nın, yani
A.Nur'un
Saklan adlı şiirindeki şu dizelerdi:
Uyku tutmuyor beni/Gel sen tut…/ Fakir nakaratlarımın içine bağdaş kur.
Sevgili
Kayıp Fesleğen mimi yollarken bana, isterse sevdiği sözcükleri not ettiği defterinden bir şiir çıkarsın
La Paragas demiş. Aslında onun şiirine yazdığım yorumda da vurguladığım gibi, cümlelerin altını çizmek, bir yere not almak gibi bir alışkanlığı olmayan, bunu hep isteyen ama bir türlü beceremeyen bir okur olarak, not aldığım cümle çok azdır. Dolayısıyla da şiir... Birde en sevdikleri kategorisine çokça şey koymayı seven, eni değil de enleri olan biri olarak; beni yaşadığım bir olaydan dolayı en çok vurmuş olan, izi derin bir
Ece Ayhan şiirini yazmak istedim.
Nazım Hikmet'ten,
Kelimelerin şiiri için af dileyerek.
MEÇHUL ÖĞRENCİ ANITI
Buraya bakın, burada, bu kara mermerin altında
Bir teneffüs daha yaşasaydı,
Tabiattan tahtaya kalkacak bir çocuk gömülüdür
Devlet dersinde öldürülmüştür.
Devletin ve tabiatın ortak ve yanlış sorusu şuydu:
- Maveraünnehir nereye dökülür?
En arka sırada bir parmağın tek ve doğru karşılığı:
- Solgun bir halk çocukları ayaklanmasının kalbine!dir.
Bu ölümü de bastırmak için boynuna mekik oyalı mor
Bir yazma bağlayan eski eskici babası yazmıştır:
Yani ki onu oyuncakları olduğuna inandırmıştım
O günden böyle asker kaputu giyip gizli bir geyik
Yavrusunu emziren gece çamaşırcısı anası yazmıştır:
Ah ki oğlumun emeğini eline verdiler
Arkadaşları zakkumlarla örmüşlerdir şu şiiri:
Aldırma 128! İntiharın parasız yatılı küçük zabit okullarında
Her çocuğun kalbinde kendinden büyük bir çocuk vardır
Bütün sınıf sana çocuk bayramlarında zarfsız kuşlar gönderecek