Maviye İz Süren
Sekiz uzun yazı yazdırıyor şehir bana.* Hayatımızın enn keyifli yolculuğu desem abartmış olmam. Uçuş güzergâhımız muhteşem bir Türkiye coğrafyası. Neredeyse ülkenin bir ucundan öbür ucuna gidiyoruz;
ve meraktan, ve sevinçten uçuyoruz.
Şehire yüksek dağların arasından giriyoruz ki şehir an itibariyle altımızda, ve olağanüstü bir manzara. Uçağın penceresine yapışmış durumdayız. Enfes bir iniş, servis ve şehir merkezindeyiz.
Ve anında kankayız şehirle.
Üstelik onun da bizi sevdiğinden eminiz.
Yıl elimizden tutacak kadar yakın, 2017. Pandemiyi aradan çıkarsak sanki dün. Ama biz için bugün. O kadar işliyor ki ruhumuza şehir, sekiz uzun yazı bile yetmiyor. Sonra gözümüzden yaşlar döken yıkım. Kaldığımız kadim binası ile muhteşem otel Liwan.
Enn Sevdiğim Kadın mesaj atıyor.
Bir fotoğraf.
Bizim oda.
Tüm odalar yıkılmışken bizimki ayakta.
Hayatımızın en keyifli biralarını içtiğimiz balkon...
ayakta.
Perdelerimizi enfes bir rüzgâr uçuşturuyor.
Sanki balkon kapısını açık unutmuşuz.
Boş bira şişeleri balkon korkuluğunun üzerinde.
Gözümüzden yaşlar akıyor.
Kurduğumuz dostluklar, merak. Abilerin sağ olduğu haberi enn sevdiğim kadından. Ama acıları dindirmeye yetmeyen ufacık bir teselli bu.
Hatay yok.
Yoksa var mı?
Kalbimizde ve zihnimizde,
öylesine derin üstelik.
*
Yıl 2025
Kitap geliyor, açmaya şimdilik kıyamıyorum. Geçmiş dostluğumuzu düşünüyorum. Maviye iz sürüyorum, kalbimde sızı. Onunla içtiğimiz sütlü kahvenin tadı hâlâ damakta kendisi kitaplığımın en güzide noktasında... Uzanıyorum ve dalıyorum. Bir rüyadayım, bir kitap bana doğru uçuyor, gökyüzü mavi, dostluğumuz eski, sohbetimiz tam gaz. Ve konuyor kitap! Şu an önümde. Dalmışsam Uyandırma.
Önce biraz bekliyorum. Önceki kitabın duyguları henüz serinlememiş, kıyamıyorum. Yaaa diyorum, tadı bi doz eksikse mesela?! Açmıyorum kapağını, çıkarmıyorum sırt çantamdan. Tam da babamın ağaçlarının altındaki banktayım. Şimdi çıkarıyorum kitabı, bi atıf var, babaya. İlk kitabın etkisi vuruyor yine kalbimden. Yeninin sayfasını henüz açmıyorum. Hafif bir rüzgar dalları yalayarak geçiyor. Dev çam ağaçlarında bir kıpırtı bir canlılık baş gösteriyor. Cesaretimi topluyor ve ilk sayfadan başlıyorum, derken iki, derken üç, derken beş oluyoruz. Gün batımı enfess, bir an Palmiye Kafe'ye gidip kahve içmeyi düşünüyorum; sütlü ve şekerli. Bu bir ritüel, daha önce Maviye İz Süren'le yaptığımız. Sonra bu isteğimi erteliyorum. Bi sonraki güne bırakıyorum. Banktan kalkıp, ağaçlara iyi akşamlar midyeciye hayırlı işler dileyip eve doğru yürüyorum. Disco Burger'de eğlence var, D.J. enfes parçalar çalıyor.
Ben eve geçmeyi tercih ediyorum. Kanapedeyim kitap elimde, o arada telefonuma bir mesaj düşüyor. İlkokul'dan sınıf arkadaşım, başkanımız. Zennur bloguma bakmış ve taze bir yazımı çok beğenmiş. Gülümsüyorum. Elimde Dalmışsam Uyandırma, parmak uçlarımla kanepeye geçiyorum. Öykülerin içinde buluyorum kendimi, tüm kaygılarım uçmuş vaziyette, kitaba bayılıyorum. Bir tekrar yapmayı düşünüyorum, aklımdan mekânlar geçiyor, hava kapalı, balıkçı tekneleri sakin denizde ve kendim için kitabı bitirme noktamı belirlemiş durumdayım! Güneş de kapılarını ardına kadar açmış durumda, hadi diyor, sanırım onun canı da Palmiye Kafe'de sütlü kahve istiyor!
Maviye İz Süren'se tam da burada, meraklısına...

Ne kadar güzel, tatlı yazmışsınız, okurken yine bayılarak okudum😊
YanıtlaSilİki kitabı da okudum ve kesinlikle ikisi de ayrı güzel. Öykülerin içinde kendimi buldum, bazılarında çok fazla hüzünlendim, ağladım. Okumayanlara tavsiye ederim😊
Çok teşekkür ederim, bayılarak okumana sevindim:)) İlk kitabı daha önce okumuş, yazmıştım. Bunu da gelir gelmez okudum ve farklı bir üslupla yazdım. Yazarın değil de okurun, ki o ben oluyorum, gözünden, duygularından ve üslubundan olsun istedim bu kez, sen beğendiysen demek ki başarmışım, teşekküler:)
Sil"Gök kubbenin altında söylenmemiş söz yoktur." diye bir cümle var. Her şey söylenmiş söylenmesine bize başkaca söyleyebilmek düşmüş. Tüketim çağında muhtemelen ben de özgün bir anlatıcı olmayı istiyorum. Yazarak yaşadıklarımın, gördüklerimin kabuklarını mı soyuyorum yoksa onların vitaminini mi almaya çalışıyorum, acısını mı atmaya çabalıyorum o kısmı tam bir muamma. Ancak o yazılanların kadirşinas ellerle buluşması ve kalpten kalbe kurulan dostluk bağında yeşermesi de ayrı bir mutluluk sebebiymiş. Bunu en çok böylesi güzel dostlarımın içten yorumlarında hissediyorum, teşekkür ederim:) Sinematografik anlatımın, zamanı ağır çekime alıyor, geçtiğin anların içinde bir iz sürücü fark eden gözlerle yürüyor. Sütlü kahve ritüeline de bayıldım:)
YanıtlaSilSütlü kahve Maviye İz Süren'in eseri. Yaşanmışlığı ve mekanı çok güzel, o ritüel ve mekan artık yaşamda kayıtlı. Her Bahar Uysal Karakuş kitabı orada okunacak. Çünkü biz en az o coğrafyanın insanları kadar kendimizi Hataylı hissediyoruz, kokusunu aldık bir kere. Başlangıçta deselerdi bir yöre ile bu kadar güçlü bir bağ kuracağımızı, inanmazdık, her şey uçağın iki dağın arasındaki alçalması ile başladı, muhteşem bir andı. Dolayısı ile her kitap biraz daha şehire ait hissettiriyor bizi. Sütlü kahve büyük fincanda ve damağın istediği miktarda şekerli olmalı, Bahar Uysal Karakuş kitaplarına çokkk yakışıyor, denenmesi tavsiye edilir:)
SilKitapların şehirlere, geçtiğimiz mekanlara benzemesi onlarla özdeşleşmesi bir yaşama kodu oluyor, kesin. Kişisel tarihimde yaşadıklarımın o şehrin kaderiyle örtüşmesi de düşündürücü...
SilO sütlü kahveyi kitaplarımla içeceğim farklı mekanlar keşfetmeliyim ben de. Her Buraneros yazısında çantamı sırtıma almalı ve yollara düşmeliyim hissi bir gerçek:)
Sanırım sessiz bir ortamda, yalnızlaşmadan, kitaplarla paylaşılan anlara en yakışan arkadaş sütlü kahve, ister evde insanın kendi yapımı olsun isterse bir mekanda bi şefin elinden çıkmış olsun. Kitap, sütlü kahve ve içinde kaybolunan satırlar yaşamanın insana sunduğu enn şahane anlar bence... Yollara düşmeye de pek gerek yok aslında, insan o anda bi başka zamanda ve anda oluğunu hissetmeyi becerebilsin yeter ki, tüm mesele bu sanırım:)
Silkesinliklee:)
SilAfiyet olsun o halde:)
SilForumda yaptığımız hediyeler arasında Bahar Hanım'ın Dalmışsam Uyandırma kitabı da vardı :)
YanıtlaSilBana da imzalı olarak göndermiş :)
Kitap çok güzel dün gelir gelmez işi gücü kenara bırakıp hemen okumaya daldım :)
İyi okumaların olsun, teşekkürler:)
SilYine ne güzel anlatmışsın Sevgili Buraneros 💗
YanıtlaSilÇok teşekkür ederim Sevgili KuyuksuzKedi, anlattıran şahane, ve bir okur olarak yazma ve okuma işimi çok kolaylaştırıyor yazar Maviye İz Süren!
Sil