BİR Günlükleri- KARAR etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
BİR Günlükleri- KARAR etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

5 Mayıs 2025 Pazartesi

BİR Günlüğü 26- KARAR

Muhteşem bir gün, güneş bas bas bahar bağırıyor. İnanmamak elde değil. Bir helikopter tepemden geçiyor. Bakmadan söyleyebilirim ki askeri. Şaşırmayın! Bu coğrafyada kimseler yokken biz vardık. Ve o helikopterlerler göz hizamızdan yükselir, bizim evin neredeyse pencere düzeyinden geçer, denize doğru uzar, sonra da sağa veya sola dönüp uçmaya devam ederlerdi. Selamlaşırdık dersem de gülmeyin. jandarma komandonun olduğu yere kadar üçü yazlıkçı olmak üzere biz vardık, yazın üç ayından sonra diğer 9 ay boyunca tek evdik. Denizi mirengi alırsak sol yanımızda Topraksu Kampı, sağ yanımızda da Meteoroloji Bölge Müdürlüğü vardı ki uzun süre yerlerindeydiler... Ta ki birileri iktidar olup da tüm kampların arazilerini yandaşlarına peşkeş çekene kadar. Şimdi yüksek yüksek binalar var ve artık o eski tat yok biz büyümüşler için, etraf kalabalık; deniz müstakilimizken artık herkesin.

Yazı iple çekerdik, çünkü kamptaki müziği Selçuk Abi belirler ve düzenlerdi, onun cihazları muhteşemdi. Selçuk abi beni çok severdi, ben de onu; aşağıya linkini bırakacağım yazıyı yazacak kadar çok. Blogdaşlarımın bir çoğu bilirler, bilmeyenleri de merak ediyorlarsa eğer linke alalım lütfen; çünkü tanışacakları adam sıradan bir müzisyen değildir!


BİR Günlükleri'ni bitirmeme üç kaldı. iki yazı sonrasındaki yazım taze bir yazı olmayacak, çünkü olağanüstü bir geceyi anlatacak. Yaşanmışlığının ve yazılmışlığının üzerinden çok uzun yıllar geçmiş O yazıyı yazanın ben olduğuma bir türlü inanamadım; daha doğrusu zihnimde kalanın bir yazı olduğuna... Efsane bir an yaşamıştım, gerçek miydi yoksa bir rüyanın içinde kaybolmuş muydum?

Oysa bir bunalmışlık ânı içindeki karşının talebiyle bir araya gelinmiş, sözlerin sözleri açtığı, okulu asmış afacan gençler tadında, enfes bir dertleşme anıydı. Tüm bunlara rağmen yine de başka, bambaşka bir şeydi diyorum yaşanan.

Rüya desem rüya değildi,

Hayal desem hayal de değildi.


Üzerinden onca yıl geçmiş olmasına rağmen hâlâ tanımlayamadığım başka bir boyuttu ve başka bir tattı paylaşılan an, daha ötesi, gerçek miydi?

Şu an bile her bir dakikası cümle ve kelime olarak geçmiyor zihnimden, bir film gibi akıyor sanki gözlerimden.

Sakın abarttığımı düşünmeyin, yayınladığımda aynı etkiyi alır mı okuyucu bilmem ama benim için bambaşka bir tattı ve öyle de kalacak. Ve yanlış anlaşılmasını da istemem yazının, ve karakterlerinin! Aşk var mıydı bilmiyorum ve yıllardır da yaşanana bir ad koyamıyorum. Bir rüya anıydı deyip işin içinden çıkıyorum.

İlk yazıyı serinin son yazısı olarak yayınladığımda, o gecenin devamı bir yazı için de bir link bırakacağım.

Ve ilginç bir şekilde o iki buluşmadan sonra; bir tek kez bile bir araya gelmediğimizin altını da çizerek!

Aslında bir cevabım var!

O gün de vardı...

Belki bir gün onu da yazarım...


Selçuk Abi, namı diğer TİMPA Selçuk

İLETİŞİM İÇİN

laparagas@gmail.com

KATKIDA BULUNANLAR

  © Blogger templates Newspaper by Ourblogtemplates.com 2008

Back to TOP