29 Mayıs 2009 Cuma

Hafta Sonu İçin Öneriler:Bir Kitap İki Film

Hafta sonu keyfinin kahvaltı masasında, belki de gün içinin sakin bir saatinde, bir şeyler atıştırırken ya da bahar güneşine yaslandığınız bir bankın sessizliğinde okumak ya da izlemek isterseniz diye blog: Kendi sevdiği, sizin de sevebileceğinizi tahmin ettiği; hiç yormadan, sarsmadan, sıcak sözler edip keyifli anlar yaşatabilecek üç öneriyi paylaşmak istedi bugün...

Bir Film:Expres Kasa

Hayata dair sıcak sözler eden, tavuk suyuna çorba tadındaki bu filmin bütünündeki anafikir: ''Benim Küçük Günışığım''filmindeki dedenin,'' gerçek kaybeden,kazanamayan değildir; gerçek kaybeden, kaybetmekten o kadar korkar ki kazanmayı denemez bile''cümlesinin bu kez Morgan Freeman'ın canlandırdığı karakterin bir günlük dostluğunda, Paz Vega'nın başardım cümlesiyle hayat bulmasıdır.

Çok keyifle izlenebilecek, ''hayatta bazen rotayı değiştirmek gerekir''diyen, neşeli bir filmdir Expres Kasa; sevdiğiniz insana dair karakter analizleri yapan, bunu yaparken güzel sözler eden filmlerse eğer!


Bir Kitap: Bu Gece Pera 'da


Kitapları kurcalarken iki kitap yapıştı elime; şimdilik birinden söz edim sizlere....

Yıllar önce, her zamanki tavrımla kapağına bakıp içinde dolaşarak, hakkında hiç bir bilgiye sahip olmadan o anki kararımla satın aldığım, ama bu kez adının kararımda fazlasıyla etken olduğu, Jale Sancak 'ın ''Bu Gece Pera'da''sıdır bu .

Kitabı her elime aldığımda, sevdiğim şehrin sevdiğim semtinin sokak aralarında, o sokakların mekanlarında dolaşmış olmanın keyifli soluklanmaları esnasında, kahramanlarının yamacında çay içerken bulurum kendimi ...

Bana ilk okuduğumda öyle hissetirmişti, hala da öyle hissetirir; ilk okuduğumda kimdir nedir bilmediğim bir yazarın ilk kitabı olarak...

O gün bugündür aynı yazarın bir başka kitabını okumadım. Ama top 10 listesi yaparsam eğer kendime, her top 10 listemde bu kitabın olacağı kesin...

Bendeki 1989 baskısının arkasında yazan şu cümlelerden yola çıkarsam eğer:
''Bu Gece Pera'da, son yıllarda sayıları ve etkinlikleri hızla artan kadın yazarlarımıza bir yenisini daha ekliyor: Jale Sancak, şimdiye kadar adını hiç duyurmamış genç bir yazar. Ancak, Bu Gece Pera'da, bir ilk kitap olmanın çok ötesinde, usta bir yazarın özelliklerini taşıyor; yazarın dili kullanmaktaki ustalığı, öykülerindeki kurgu,anlattığı insanlara olağanüstü bir sevgiyle yaklaşışı ve bunu başarışıyla edebiyatımızda'olay'olmaya aday bir kitap. Baştan sona bir düş sıcaklığında anlatılan bu şiir dolu öykülerin edebiyatımıza yeni bir ses getirdiği kanısındayız.''
''Ses getirdi mi,o sesler size uzandı mı, edebiyatımızda olay oldu mu?'' bilmiyorum, o günden bugüne...Ama başta da dediğim gibi dokuz öyküden oluşan 80 sayfalık bu kitap benim en'lerimdendir. Tavsiye ederim:))


Bir Film:Düğünler ve Cenazeler


Minimalist bir ev, güzel sokaklar, güzel müzikler, üç kadın, yasını tutamamış bir anne, mimari çizgilerindeki köşeler kadar hayata düz ve kuralcı mimar bir eski koca, müzisyen bir kiracı...İlişkiler, yüzleşmeler...Neşe, acı...Estetik kaygılar taşıyan bir sinema dili...Hoş kamera açıları...Dekarasyon dergilerine çekilmiş fotoğraflar tadında kareler...İronik göndermeler...Derinlik arzeden diyalogları ve oyunculuklarla şık analizlere olanak veren; gecenin sakinliğine eşlik eden bir bahar esintisinde keyifle izlenebilecek, Norveçli yönetmen Unni Straume tarafından yönetilmiş, Goran Bregoviç'in hem müziklerini yaptığı hem de oynadığı İsveç-Norveç ortak yapımı güzel bir ''Kuzey Avrupa Sineması'' örneği; güzel bir film.

Not:Ragla ya da bir kadeh şaraba eşlik edebilir.

28 Mayıs 2009 Perşembe

Alt Yazı...Yaz (Geldi!..)



Ölüme mahkumuz, harcayalım;
Uzun yaşayacağız, biriktirelim.

Bir Sümer Atasözü
''Tarih Sümer'de Başlar''adlı kitabın ''ilk atasözleri ve özdeyişler'' bölümünden ;

Görsel Videlec.org

25 Mayıs 2009 Pazartesi

Elveda Lenin...


Elveda Lenin: Hem iki farklı yönetim biçimi, hem de o yönetimlerde yaşayan insanların hayata bakışı ve yaşama biçimleri üzerine, izleyicinin farklı algılar ve sorgulamalarla bir çok farklı açıdan nitelikli analizler yapılabilmesine olanak sağlayabilecek bir film.

Film: İnsan, siyaset, güç ve o gücün niyeti üzerine derinlikli düşünme ve tartışma ortamları yaratırken ve bu anlamda üzerinden tartıştırırken; bir ideolojinin teori ve pratiği üzerindeki ayrışmaların diktatoryal rejimlerdeki yönetici insanların algılamasına, ideolojiyi yorumlamasına ve kişilik özelliklerinin niteliklerine göre özünden ve iyi niyetinden nasıl sapmalar yaratabileceği üzerine sonuçlar da ortaya koyuyor.

Elveda Lenin: Temelde çok insani, felsefi ve doğru duran ideolojik teori ve temellerin; benim doğrum mutlak doğrudur mantığıyla ve sadece yönetim erkini ellerinde tutanların insan yönetme anlayışlarına dayalı, sorgulanamayan, tek tip insan yaratma projelerinin sonuçlarıyla; yine eleştirilebilecek çok yanı olan ama yönetenlerin hakimiyet sürelerinin en azından seçimlerle değiştirilebileceği, farklı örgütlenmelere, baskı gruplarına ve seçmenlere karşı sorumluluklara sahip demokratik rejimler arasındaki iyi ya da kötü yanların fark edilmesine olanak sağlayan; tüm bunları da, son derece hayatın içinden, gündelik yaşamdan karakterler odağında şahane bir mizahla ve nokta sahnelerle, iki farklı ideolojinin tüketim simgelerini kullanarak yapan; ideoloji ve siyaset sorgulaması üzerine; ve bunun bireysel hayatlardaki yansımalarının sergilenmesi adına çok hoş bir filmdir.

Bütün bu derinliklerinin ötesinde; sinema dili anlamında, özel ilgi alanım olan eski doğu bloku ülkelerinin, kentlerinin: Dünyanın diğer bölgelerinden soyutlanmış (eski)kapalı hallerini, kentsel renklerini, yaşama biçimleri ve gündelik hayatlar ile insan ilişkilerini çok gerçek bir dille anlatmayı başaran; ve özellikle sıradan olmadan da insanları güldürmenin olası olduğunu ortaya koyarak, komik filmle mizah arasındaki derin ve niteliksel farklılıkları göze sokarken, felsefik görüşlerin bile her türden sinema seyircisini tatlı tatlı güldürerek nasıl anlatılabileceğini gösteren, defalarca izlemekten bıkmadığım; ama illaki sinemada izlemişliğin tadını diğerlerine değişemeyeceğim muhteşem bir filmdir benim için...

Bol ödüllü bu filmi mutlaka izleyin ve gülün; ve düşünün; ve bir filmin dramatik bir olayı tatlı bir mizahla birleştirerek nasıl bir lezzet yarattığını görün derim ben!

İLETİŞİM İÇİN

laparagas@gmail.com

KATKIDA BULUNANLAR

Blogdaki yazıların tüm hakları La Paragas yazarlarına aittir.
Yazıların izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.

  © Blogger templates Newspaper by Ourblogtemplates.com 2008

Back to TOP